Examples of using "Crop" in a sentence and their turkish translations:
Pirinç ürünü zaten hasat edildi.
Onlar kaymak tabaka.
Don, mahsulü mahvedecek.
Bu sene pirinç mahsulü oldukça bereketli.
Japonyanın temel ürünü pirinçtir.
Bizden alâsı yoktur.
Tarlada ekinlerden bir halka var.
Bu yıl bereketli mahsülümüz vardı.
Bu yıl rekor bir mahsulümüz oldu.
Pirinç hasatı bu yıl kötü.
Fırtına mahsule çok zarar verdi.
Ülkemizin başlıca ürünü pirinçtir.
Pirinç bu alanda başlıca üründür.
Fırtına ekinlere büyük zarar verdi.
Bu yıl arazi ekili değil.
Bu topraklar iyi pirinç mahsulü verir.
Patates hasatımız bu yıl çok iyi.
Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.
Mısır, ABD'de önemli bir üründür.
Bu yıl domates hasatımız iyi.
Bu yıl dev bir mısır mahsulü olacak.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.
Ekini biçtik ve markete satmaya gittik.
Ekin erken donun bir sonucu olarak ciddi hasar gördü.
Geçen yıl çok yağmur yağdığı için kötü bir pirinç mahsulümüz vardı.
Domates mahsülünün en iyilerini seçelim ve onları markete götürelim.
Geçen yaz oldukça soğuktu, ve pirinç ekini on yıl içinde en kötüydü.
Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.
Su yokluğu nedeniyle kötü hasat hasat yaptık.
Bu sıcak yaz gününde Mary göbeği açık tişört giydi.