Translation of "Cousins" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cousins" in a sentence and their turkish translations:

- We are cousins.
- We're cousins.

Biz kuzeniz.

They're cousins.

Onlar kuzen.

- They are my cousins.
- They're my cousins.

Onlar benim kuzenlerim.

- They were cousins.
- They were first cousins.
- They were male and female first cousins.

Onlar kuzendiler.

- Nobody knows that we're cousins.
- Nobody knows we're cousins.
- No one knows we're cousins.
- No one knows that we're cousins.

- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.

I have three cousins.

Üç kuzenim var.

I have two cousins.

İki kuzenim var.

Tom has three cousins.

Tom'un üç kuzeni var.

Mary and Jane are cousins.

- Mary ve Jane kuzendir.
- Mary ve Jane kuzenlerdir.

The Smiths are our cousins.

Smithsler bizim kuzenimizdir.

He and I are cousins.

O ve ben kuzenleriz.

She and I are cousins.

O ve ben kuzeniz.

The two boys are cousins.

İki oğlan, kuzendirler.

Tom and I are cousins.

Tom ve ben kuzeniz.

My cousins live in Boston.

Kuzenlerim Boston'da yaşıyor.

Made and Mega are cousins.

Made ve Mega kuzendir.

Are you guys really cousins?

Siz gerçekten kuzen misiniz?

How old are your cousins?

Kuzenlerin kaç yaşında?

Those two boys are cousins.

Şu iki çocuk kuzendir.

Tom and Mary are cousins.

Tom ve Mary kuzendir.

Are Tom and Mary cousins?

Tom ve Mary kuzenler mi?

"Where are our cousins?" "Australia."

"Kuzenlerimiz nereli?" "Avustralya."

My cousins live near the beach.

- Kuzenlerim plaja yakın yaşıyorlar.
- Kuzenlerim sahile yakın yaşıyorlar.

Tom and Mary are second cousins.

Tom ve Mary kardeş torunu.

Ants and giraffes are distant cousins.

Karıncalar ve zürafalar uzak kuzenlerdir.

Tom and Mary are my cousins.

Tom ve Mary benim kuzenlerimdir.

Tom is one of my cousins.

Tom kuzenlerimden biridir.

Tom is one of your cousins.

Tom kuzenlerinizden biri.

Tom and Mary are John's cousins.

Tom ve Mary, John'un kuzenleridir.

Tom and I are Mary's cousins.

Tom ve ben Mary'nin kuzenleriyiz.

Are you one of my cousins?

Sen kuzenlerimden biri misin?

"What nationality are your cousins?" "Maltese."

"Kuzenlerin nereli?" "Malta."

"What nationality are our cousins?" "Maltese."

"Kuzenlerimiz nereli?" "Malta."

They are cousins, if I remember rightly.

Eğer doğru olarak hatırlıyorsam, onlar kuzenler.

First cousins are too close for marriage.

İlk kuzenler evlilik için çok yakındırlar.

These three beautiful girls are my cousins.

Bu üç güzel kız benim kuzenlerim.

Apes are our cousins and primate relatives.

Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.

All of my cousins live in Boston.

Bütün kuzenlerim Boston'da yaşıyor.

Most of my cousins live in Madrid.

Çoğu kuzenim Madrid'de yaşıyor.

Who we can think of like their cousins.

kertenkeleler ve kaplumbağalar araştırma konumuz oldu.

I have three cousins on my mother's side.

Anne tarafında üç kuzenim var.

Did you know Tom and Mary were cousins?

Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu biliyor muydun?

Tom is married to one of my cousins.

Tom kuzenlerimden biriyle evli.

My cousins are coming in a few days.

Kuzenlerim birkaç gün içerisinde geliyorlar.

Tom and his cousins went into business together.

Tom ve kuzenleri birlikte işe gitti.

I don't know how many cousins Tom has.

Tom'un kaç tane kuzeni olduğunu bilmiyorum.

I didn't know Tom and Mary were cousins.

Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu bilmiyordum.

How many of your cousins live in Boston?

Kuzenlerinin kaç tanesi Boston'da yaşıyor?

How many of your second cousins are girls?

Anne-babanın kuzenlerinin çocuklarından kaçı kız?

The editor and the publisher are both my cousins.

Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.

One of my cousins is married to a novelist.

Kuzenlerimden biri bir romancıyla evli.

We extend that onto our sisters, our friends, our cousins.

Bunu kız kardeşlerimize, dostlarımıza, kuzenlerimize yayıyoruz.

Can peer into the world of our closest nocturnal cousins.

...gece yaşayan en yakın kuzenlerimizin dünyasına bir göz atabilir.

I play a lot with my cousins, nieces and nephews.

Kuzenlerim, kız yeğenlerim ve erkek yeğenlerimle çok oynuyorum.

Tom went to Boston to stay with one of his cousins.

Tom kuzenlerinden biriyle kalmak için Boston'a gitti.

I lived in Boston last year with one of my cousins.

Geçen yıl kuzenlerimden biri ile Boston'da yaşadım.

- I have two nieces.
- I have two cousins.
- I have two nephews.

İki yeğenim var.

By three men, three cousins, on the orders of her father and uncle.

babasının ve amcasının emriyle üç adam, üç kuzen tarafından öldürülmüştü.

Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.

Nice party my friend. I should have invited my cousins to come too.

Güzel parti dostum. Kuzenlerimi de gelmeleri için davet etmem gerekirdi.

George has two cousins; one lives in Germany and the other in Switzerland.

George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da ve diğeri İsviçre'de yaşıyor.

My mother and father are sending me to Boston for the summer to visit my cousins.

Annem ve babam kuzenlerimi ziyaret etmem için yazın beni Boston'a gönderiyorlar.