Examples of using "Compassion" in a sentence and their turkish translations:
ve şefkat teşvik etmek.''
Merhamet ona yabancıdır.
- Senin şefkatin nerede?
- Merhametiniz nerede?
Biraz acımaya çalış.
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
Merhamet onlara yabancıdır.
Hiçbir şey merhamet kadar önemli değil.
Mary merhamet ifade etmekten aciz.
Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.
Sami merhametsiz bir adamdı.
Merhamet, adalet, özgünlük gibi değerler.
Onu merhamet ve anlayışla karşıladım
Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
- Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
Ölüm merhameti olmayan gizemli bir bayandır.
Bu şefkat, empati ve sevgiyle ilgili.
Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
Biz barış ve merhameti daha fazla teşvik etmemiz gerekiyor.
nasıl öz anlayış ve motivasyon sağlayacağımı düşünürdüm.
Yani neşe, barış, merhamet, empati gibi duygular deneyimlediğinizde
Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.
Haberlerde sürekli yer alan trajik olaylar yüzünden birçok insan şefkat yorgunluğu çekiyor.