Translation of "Clever" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Clever" in a sentence and their turkish translations:

- You're clever. But not clever enough.
- You're clever, but not clever enough.

Sen zekisin, ama yeterince zeki değil.

How clever!

Ne zeki!

That's clever.

O akıllı.

You're clever.

Sen zekisin.

I'm clever.

Ben zekiyim.

That's very clever.

Bu çok zeki.

You're really clever.

Çok zekisiniz.

Tom seems clever.

Tom akıllı görünüyor.

That was clever.

- O zekiydi.
- Zekiceydi.

You're very clever.

Çok zekisin.

I'm very clever.

Çok akıllıyım.

You were clever.

Sen akıllıydın.

John is clever.

John akıllı.

Tom is clever.

Tom akıllıdır.

- How clever this dog is!
- What a clever dog!

- Ne akıllı bir köpek!
- Bu köpek ne kadar zeki!

- I know you are clever.
- I know that you're clever.

Akıllı olduğunu biliyorum.

He is clever indeed.

O, gerçekten zekidir.

How clever Tom is!

Tom ne kadar akıllı!

That's actually pretty clever.

O aslında oldukça akıllı.

Tom is really clever.

Tom gerçekten zeki.

Tom isn't very clever.

Tom çok zeki değil.

What a clever idea!

Ne zekice bir fikir!

Tom's a clever one.

Tom akıllı biridir.

She is very clever.

O çok akıllı.

Pandas are very clever.

Pandalar çok zekidirler.

He's clever and resourceful.

O, zeki ve becerikli.

He is really clever.

O gerçekten zeki.

That wasn't very clever.

O pek akıllıca değildi.

Tom is very clever.

Tom çok zeki.

That was very clever.

O çok akıllıydı.

- You're clever.
- You're witty.

Sen esprilisin.

What a clever dog!

Ne akıllı bir köpek!

That's a clever idea.

Bu akıllıca bir fikir.

He's definitely somebody clever.

O kesinlikle zeki biridir.

You're a clever kid.

Sen zeki bir erkek çocuksun.

She's a clever girl.

O zeki bir kız.

How clever she is!

O ne kadar da zeki!

I'm not very clever.

Çok zeki biri değilim.

- He is a most clever boy.
- That boy is very clever.

Şu çocuk çok zekidir.

- I think Tom is clever.
- I think that Tom is clever.

Tom'un akıllı olduğunu düşünüyorum.

- Tom thinks he's so clever.
- Tom thinks that he's so clever.

Tom kendisinin çok akıllı olduğunu düşünüyor.

- I know you are clever.
- I know that you're smart.
- I know that you're clever.
- I know you're clever.

Akıllı olduğunu biliyorum.

- Judy is a most clever student.
- Judy is a very clever student.

Judy çok zeki bir öğrencidir.

Let the clever kids bother!

Bırak zeki çocuklar uğraşsınlar demiş

He is handsome and clever.

O, yakışıklı ve akıllıdır.

I wish I were clever.

- Keşke daha zeki olsaydım.
- Keşke zeki olsam.

He is very clever indeed.

O gerçekten çok zeki.

You're very clever, aren't you?

Çok zekisin, değil mi?

You think you're so clever.

Çok akıllı olduğunu düşünüyorsun.

Tom is very clever indeed.

Tom gerçekten çok zeki.

Clever programming requires a computer.

Akıllı programlama bir bilgisayar gerektirir.

Tom is a clever boy.

Tom akıllı bir oğlan.

How clever this dog is!

Bu köpek ne kadar zeki!

Tom is a clever kid.

Tom akıllı bir çocuk.

The little boy is clever.

Küçük çocuk zekidir.

Tom certainly thinks he's clever.

Tom kesinlikle zeki olduğunu düşünüyor.

Tom isn't a clever boy.

Tom akıllı bir çocuk değil.

Do you think you're clever?

- Akıllı olduğunu düşünüyor musun?
- Sence akıllı mısın?

Tom is clever and resourceful.

Tom akıllı ve beceriklidir.

Tom is a clever person.

Tom akıllı bir kişidir.

Tom is clever, isn't he?

Tom zeki, değil mi?

Sami has a clever dog.

Sami'nin akıllı bir köpeği var.

But then they did something clever.

Ama sonra akıllıca bir şey yaptılar.

Tom looks like a clever boy.

- Tom zeki bir çocuğa benziyor.
- Tom akıllı bir çocuk gibi görünüyor.

She is a very clever liar.

- O çok akıllı bir yalancıdır.
- O çok zeki bir yalancıdır.

He is more clever than wise.

O bilgeden daha akıllı.

He is quite a clever man.

O oldukça akıllı bir adamdır.

She is quite a clever girl.

O, oldukça zeki bir kız.

He is indeed a clever boy.

Gerçekten zeki bir çocuktur.

Your friend's very clever, isn't he?

Arkadaşın çok akıllı, değil mi?

He is clever at making excuses.

- Bahane uydurmada zekidir.
- Mazeret bulmada zekidir.

I'm sure that he is clever.

Onun akıllı olduğundan eminim.

What a clever boy he is!

O ne zeki bir çocuk!

Tom is a very clever man.

Tom çok kurnaz bir adam.

Tom is a very clever boy.

Tom çok akıllı bir çocuk.

Any clever boy can do it.

Zeki bir çocuk bunu yapabilir.

- Tom was clever.
- Tom was smart.

Tom akıllıydı.

What a clever student you are!

Ne kadar da akıllı bir öğrencisin sen!

He looks like a clever boy.

- O, akıllı bir çocuğa benziyor.
- Zeki bir çocuğa benziyor.

It looks like you're pretty clever.

Çok akıllı gibi görünüyorsun.

A dog is a clever animal.

Köpek akıllı bir hayvandır.

Tom is a very clever student.

Tom çok akıllı bir öğrenci.

I'd rather be pretty than clever.

Zeki olmaktansa güzel olmayı tercih ederim.

- Tom seemed clever.
- Tom seemed smart.

Tom akıllı görünüyordu.

Tom is really clever, isn't he?

Tom gerçekten zeki, değil mi?

- I thought what Tom said was clever.
- I thought that what Tom said was clever.

Tom'un söylediği şeyin esprili olduğunu düşündüm.

This is curious! I'm supposed to write something clever, but nothing clever occurs to me.

Çok tuhaf! Mantıklı bir şeyler yazmam gerekiyor fakat aklıma mantık dahilinde hiçbir şey gelmiyor.