Translation of "Classroom" in Turkish

- It's not a classroom.
- It isn't a classroom.

- O bir sınıf değil.
- Orası bir sınıf değil.

- I am in the classroom.
- I'm in the classroom.

Ben sınıftayım.

- I am decorating the classroom.
- I'm decorating the classroom.

Ben sınıfı süslüyorum.

- Is there anybody in the classroom?
- Is there anyone in the classroom?
- Is anyone in the classroom?
- Is anybody in the classroom?

Sınıfta kimse var mı?

- Is anyone in the classroom?
- Is anybody in the classroom?

Sınıfta biri var mı?

Where is Tom's classroom?

Tom'un sınıfı nerede?

This classroom is cleaned.

Bu sınıf temizleniyor.

The classroom is empty.

Sınıf boş.

The classroom was quiet.

Sınıf sessizdi.

She decorated the classroom.

O, sınıfı dekore etti.

The classroom is clean.

Bu sınıf temiz.

Keep your classroom clean.

Sınıfınızı temiz tutun.

We enter the classroom.

Biz sınıfa giriyoruz.

Who's in the classroom?

Sınıfta kim var?

Where is his classroom?

Onun sınıfı nerede?

- Nobody's in the classroom now.
- Nobody is in the classroom now.

Artık sınıfta kimse yok.

Get out of the classroom.

- Sınıftan çık.
- Sınıftan çıkın.

We've finished cleaning our classroom.

Biz sınıfımızı temizlemeyi bitirdik.

Tom ran into the classroom.

Tom sınıfa koştu.

Bob rushed into the classroom.

Bob sınıfa koştu.

You eat in the classroom?

Sınıfta yemek yer misin?

We must clean our classroom.

Sınıfımızı temizlemeliyiz.

The classroom was almost empty.

Sınıf neredeyse boştu.

We cleaned our classroom yesterday.

Dün sınıfımızı temizledik.

I eat in the classroom.

Ben sınıfta yemek yerim.

Our classroom is very small.

Bizim sınıfımız çok küçüktür.

That classroom is too small.

O sınıf çok küçük.

There's water in the classroom.

Sınıfta su var.

This classroom is very large.

Bu sınıf çok büyük.

Don't talk in the classroom.

Sınıfta konuşma.

Our classroom was kept tidy.

Bizim sınıf düzenli tutuldu.

He ran into the classroom.

O, sınıfa koştu.

We've finished cleaning the classroom.

Biz sınıfı temizlemeyi bitirdik.

I am in the classroom.

Ben sınıftayım.

I walked into the classroom.

Sınıfa girdim.

Who's in the classroom now?

Şimdi sınıfta kim var?

See you in the classroom.

Sınıfta görüşürüz.

This is the music classroom.

Burası müzik sınıfı.

- Tom said no one was in the classroom.
- Tom said nobody was in the classroom.
- Tom said that nobody was in the classroom.

Tom sınıfta kimsenin olmadığını söyledi.

These kids sitting in our classroom,

Sınıfımızda oturan bu çocuklar,

The classroom has finally warmed up.

Sınıf sonunda ısındı.

The children ran toward the classroom.

Çocuklar, sınıfa doğru koştu.

The students assembled in the classroom.

Öğrenciler sınıfta toplandı.

Tom slipped out of the classroom.

Tom sınıftan sıvıştı.

He slipped out of the classroom.

- O, sınıftan sıvıştı.
- Çaktırmadan sınıftan kaçtı.

When did she leave the classroom?

O, sınıftan ne zaman ayrıldı?

Some boys came into the classroom.

Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.

The students are in the classroom.

Öğrenciler sınıfta.

I was alone in the classroom.

Sınıfta yalnızdım.

Everyone in the classroom was coughing.

Sınıftaki herkes öksürüyordu.

Do you eat in the classroom?

Sınıfta yemek yer misiniz?

Please don't run in the classroom.

- Lütfen sınıfta koşma.
- Lütfen sınıfta koşmayın.

We clean our classroom after school.

- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- Biz okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.

Tom ran out of the classroom.

Tom sınıftan koşarak çıktı.

There's no one in the classroom.

Sınıfta kimse yok.

Tom hurried out of the classroom.

Tom aceleyle sınıftan çıktı.

The student is in the classroom.

Öğrenciler sınıftalar.

Little Johnny farts in the classroom.

Küçük Johnny sınıfta osurdu.

Tom fell asleep in the classroom.

Tom sınıfta uyuyakaldı.

Those students are in the classroom.

O öğrenciler sınıftalar.

Tom slipped into the classroom unnoticed.

Tom fark edilmeden sınıfa daldı.

Sami came out of the classroom.

Sami derslikten çıktı.

Sami walked out of the classroom.

Sami sınıftan dışarı çıktı.

Sami went back into his classroom.

Sami sınıfına geri döndü.

I've never been inside this classroom.

Bu sınıfın içine hiç girmedim.

- I hope that your classroom had air conditioning.
- I hope your classroom had air conditioning.

Senin sınıfının kliması olduğunu umuyorum.

- I don't think there's anyone in the classroom.
- I don't think that there's anybody in the classroom.
- I don't think that there's anyone in the classroom.
- I don't think there's anybody in the classroom.

Sınıfta biri olduğunu sanmıyorum.

And I know from my own classroom,

Ben kendi sınıfımdan biliyorum,

With the installation of a “Sunshine Classroom.”

dramatik bir biçimde değişti.

There were few children in the classroom.

Sınıfta az sayıda çocuk vardı.

There were some students in the classroom.

Sınıfta bazı öğrenciler vardı.

I wish our classroom were air-conditioned.

Keşke sınıfımız klimalı olsa.

Do you eat it in the classroom?

Onu sınıfta yer misin?

The new professor is in the classroom.

Yeni profesör sınıfta.

The new teacher is in the classroom.

Yeni öğretmen sınıfta.

Have you ever dozed in the classroom?

Hiç sınıfta uyukladın mı?

We have been assigned the large classroom.

Bize büyük bir sınıf tahsis edildi.

Don't leave library books in the classroom.

Kütüphane kitaplarını sınıfta bırakma.

Come to the front of the classroom.

Sınıfın önüne gel.

Tom is still in the classroom studying.

Tom hâlâ sınıfta ders çalışıyor.

I left my jacket in the classroom.

Ceketimi sınıfta bıraktım.

Tom broke a window in the classroom.

Tom sınıfta bir cam kırdı.

I was asked to leave the classroom.

Benim sınıfı terk etmem istendi.

I have never been inside this classroom.

Bu sınıfta hiç bulunmadım.

Tom stopped me from leaving the classroom.

Tom, benim sınıftan çıkmama engel oldu.

How many students are in the classroom?

Sınıfta kaç tane öğrenci var?