Examples of using "But…there" in a sentence and their turkish translations:
fakat bir tanesi var ki
Elbette başka sebepler de vardı
Ama orada insanlar bana,
Ama mimariyi daha da
Ama aralarında devler de vardır.
ama bir farkı var
ama arada uçurum var
Ancak bir sorun vardı.
Fakat başka avantajlar var.
Ancak bir problem var.
Ama bir şey daha var.
Fakat tuhaf bir durum vardı.
Ama yine de seansların belli bir yapısı vardı.
ancak Göbekli Tepe etrafında yerleşim yerleri vardı.
Ama artık pes etmek yoktu.
ama aynı zamanda kötü ve hatalı kadınlar da var.
Ama işte,
Ama burada ilginç bir durum var
ama böyle bir paylaşım olabilirmiş
fakat ortada radyasyon yoktu. Buradan da
Ama bundan çok daha fazlası var.
yok, ayrıca kültürel faydaları da var.
Ama burda gümrük tarifesinden fazlası da var.
Ancak burada mafyadan fazlası var!
Oradan başka hiçbir yerde onu alamazsın.
Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.
ama insanda da şüphe oluşmuyor değil yani
Fakat burada dikkatimizi çeken bir şey var
Fakat bizle farklılık gösteren durumlar da var
Ancak bana her şeyin normal olmadığını gösteren
Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.
ama yıllarda güzel olan bir şey daha vardı
Ama ona karşı yapabileceğimiz bir şey var.
Kural yok, ama bazı istisnalar var.
Biraz şarap istedim ama hiç kalmamıştı.
Ama bir şey daha var. Zamanımız var mı?
ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.
Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.
Tom kapıyı çaldı ama cevap yoktu.
Kapıyı çaldım ama cevap yoktu.
Tedavisi yok ama pek çok a-la-la-la-la.''
Fakat belki de daha muhteşem olan başka bir sebep vardır.
...polenlerini saçacak kuş veya arı yoktur geceleri.
ama bir şart var uzaklaşmak yasak
sırtından inmiyor ama tek bir şart var
Ancak çeşitliliği ve katılımı düzeltebilen sihirli bir değnek yok.
Ama bir risk var ve Moody's ilk sinyallerini verdi.
Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.
Biraz süt istiyorum, ancak buzdolabında hiç yok.
O bir dilim pasta istedi, ama hiçbiri kalmamıştı.
Yardım etmek istedim ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Ön kapıyı çaldım ama cevap yoktu.
Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama hiç yanıt yoktu.
Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.
fakat ek bir sıkıntı var herkes bunun dayısını bakan zannediyor
fakat öyle bir durum vardı ki hapishanede çürümüş olan bir adam
Ama o evde kalmayan bir kişi var ya
Ona yardım etmeye çalıştım ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Farklı insanlar farklı şeyler inanır, ama sadece bir gerçek var.
Ona yardımcı olmaya çalıştım ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Toplama doğru ama çıkarmanda bir hata var.
Telefon çalıyordu ama yanıtlayacak kimse yoktu.
Biz bazı öğrencilerin geleceğini düşündük ama sınıfta kimse yoktu.
Sami karayolunu kontrol etti ama Leyla'dan hiç işaret yoktu.
Ama bir de bilimsel bir patlama var şu an. Gerçek bir bilimsel patlama var.
Ama beni şok edin, kabullenmekte zorlandığım bazı yaklaşımları vardı.
Ama lise günlerime devam ederken ikinci bir deneyim oldu.
O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.
Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
Burası toplantı odası, ama orada neredeyse hiç toplantı düzenlenmiyor.
Belli olduğunu söyleyebilirim, ama Kanada'da birçok Kanadalı var.
Dünyada mutluluk yoktur ama barış ve özgürlük vardır.
Biz kedi bakmıyoruz. Ama bir çita ile bir babun var.
Dördüncü katta sıcak su yok ama zemin katta var.
Dikişe ihtiyacı vardı ama hastaneye gidemezdi.
Ancak bu kadar şanslı olmayan yüz milyonlarca genç var
Bu suni çiçeklerle öldürdünüz bizi. Gerçek çiçeklerimiz de var.
Ama yine de dikkat çekici olaylar var. Gelecekle ilgili haberler de veriyor bu adam.
Odada bir piyano duruyordu, ama onu çalan kimse yoktu.
Bu bölgede kaç tane kunduz yaşadığından emim değilim. Fakat çok vardır.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.
Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Biz şimdi iyi arkadaşlarız ama birbirimizden hoşlanmadığımız bir zaman vardı.
. NASA mühendisi John Houbolt başka bir seçenek önerdi - bu seçenek , NASA'nın en kıdemli mühendisleri tarafından
Birkaç öğrencinin geleceğini umuyorduk, fakat sınıfta kimse yoktu.
Notları son bir kez gözden geçirecektim fakat zaman yoktu.
Beşinci katta hiç sıcak su yok, ama zemin katta var.
Orada kim olduğunu görmek için mutfağa girdi ama orada hiç kimse yoktu.
Arabulucular iki taslak metin üzerinde anlaşmaya vardı, ama hala anlaşma sağlanamayan birçok konu var.
Bazı yüzleri hatırlayabiliyorum, ama burada gördüğümü hatırlamadığım bazı insanlar var.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
Yiyecek bulamıyorduk ama her yerimiz parayla doluydu söylemi var
Tatoeba'daki cümleler mikroplar gibi. Faydalı olanlar var fakat aynı zamanda zararlı olanlar da var.
Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.
ekosisteminin köklerini atıyor. Ancak yapılacak çok fazla şey var.
Pek çoğunuz bunun korkunç olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bir şeyi itiraf etmeliyiz ki; Dürüsttü
Çok miktarda insan var, ancak daha fazla yüz var, çünkü her insanın birkaç tane var.
Bu ağaca ne denilir bilmiyorum, ama buralarda onlardan çok fazla var.
Üzgünüm ama yapabileceğim bir şey yok.