Examples of using "Breath" in a sentence and their turkish translations:
Nefesin kokuyor.
- Çeneni yorma.
- Nefesini tüketme.
Nefesin kokuyor.
Çeneni yorma.
Nefes al.
Bir mola verin.
Soluk alamıyorum.
Lütfen derin bir nefes al.
nefesini tuttun veya
O, nefesini tuttu.
Derin bir nefes al.
- O nefesini tuttu.
- Nefesini tuttu.
Nefesinizi tutun lütfen.
Nefesini boşa tüketmeyi bırak.
Onların nefesi kesildi.
Herkes nefeslerini tuttu.
Kötü nefesim var.
Nefesini boşa harcıyorsun.
Herkes nefesini tutuyor.
Ben nefes nefeseyim.
Nefesini tutma.
Tom nefesini tuttu.
Nefesini tut, Tom.
Tom nefesini tuttu.
Nefesi alkol kokar.
Tom'un kötü nefesi var.
Soluk alamıyorum.
Nefesimi tuttum.
Sami nefesini tuttu.
Sami'nin nefesi kötü.
Tom derin bir nefes aldı.
Tamam, nefesleneyim.
fısıltılı yorumlar.
O, nefes nefese idi.
O derin bir nefes aldı.
Nefes nefeseyim.
O, derin bir nefes aldı.
Senin nefesini koklayayım.
Sadece derin bir nefes al.
Derin bir nefes aldım.
Tom uzun bir soluk aldı.
Tom keskin bir nefes aldı.
Tom nefesini içine çekti.
Ben nefesimi tutmayacağım.
Nefesimi kesiyorsun.
Biraz soluklanayım.
Ben sadece dinleniyorum.
Soluğumu kesti.
O, soluğumu kesti.
Nefes nefese koştum.
O yüksek sesle konuştu.
O, derin bir nefes aldı.
Şimdi, derin bir nefes al.
Ben dinlenemedim.
Onun nefesi alkol kokuyor.
Onun nefesi alkol kokuyor.
Ben nefesimi tutmazdım.
Nefesimi tutmuyorum.
Nefesin sarımsak kokuyor.
Derin bir nefes alın lütfen.
Tom derin bir nefes aldı.
Onun nefesi içki kokuyordu.
O fısıldayarak konuştu.
Nefesim tükendi.
Tom nefesini tutuyor.
Derin bir nefes aldık.
Son nefesimle gideceğim.
Henüz içinize çektiğiniz hava
Nefesinizi tutun! Bu zehirli gaz.
Köpek nefes nefese kalmıştı.
O, onu nefesini tutarak izledi.
Bir nefes alın ve onu tutun.
Nefesimi tuttum ve bekledim.
Tom nefesini tuttu ve bekledi.
Ben tamamen nefes nefese kaldım.
Derin bir nefes al ve rahatla.
Tom soluklanmak için durdu.
Tom dinlenmeye çalıştı.
Nefesini Tom'la boşa harcama.
Ben heyecanla nefesimi tuttum.
Tom nefesinin altında bir şeyler mırıldandı.
Neden nefes nefese kaldın?
Tom alçak sesle bir şey mırıldanıyordu.
- O son nefesini çekti.
- O, dünyaya gözlerini kapattı.
Hepimiz derin bir nefes alalım.
Tom durakladı ve bir nefes aldı.
Nefesi keçi peyniri gibi kokuyor.
Tom derin bir nefes verdi.
Koşucu zorlukla nefes alıyordu.
Tom çok derin bir nefes aldı.
Son zamanlarda nefesim daralıyor.
Tom soluklanmak için durdu.
Nefesimi tutmaya çalıştım
Derin bir nefes verdi.
Nefesinizi tutarak kendinizi öldüremezsiniz.
Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".
Maraton koşucularının soluğu kesildi.