Translation of "Forever" in Turkish

Forever!

Sonsuza dek!

- Nothing lasts forever.
- Nothing is forever.

Hiçbir şey ebediyen sürmez.

Forever brave

Sonsuza kadar cesur

- Man cannot live forever.
- Man can't live forever.

İnsan sonsuza dek yaşayamaz.

♪ Forever ♪

♪ Sonsuza kadar ♪

Nobody lives forever.

Hiç kimse sonsuza kadar yaşamaz.

Diamonds are forever.

Elmaslar sonsuzdur.

Let's party forever.

Sonsuza kadar parti yapalım.

Nothing is forever.

Hiçbir şey ebedi değildir.

Vampires live forever.

Vampirler sonsuza dek yaşar.

Nothing lasts forever.

Hiçbir şey ebediyen sürmez.

And close it forever.

ve temelli kapatmaktı.

You're forever making mistakes.

Sürekli hatalar yapıyorsun.

Let's be friends forever.

Sonsuza kadar arkadaş olalım.

People can't live forever.

- İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
- İnsanlar sürekli yaşayamazlar.

I'll miss her forever.

Ben onu sonsuza kadar özleyeceğim.

We'll be friends forever.

Biz ebediyen arkadaş olacağız.

Let's stay friends forever.

Sonsuza kadar arkadaş olarak kalalım.

You'll be forever mine.

Sonsuza dek benim olacaksın.

I can't hide forever.

Sonsuza kadar saklanamam.

I can't wait forever.

Sonsuza kadar bekleyemem.

Let's stay here forever.

Sonsuza kadar burada kalalım.

This is taking forever.

Bu sonsuza kadar sürer.

You can't live forever.

Sonsuza dek yaşayamazsın.

It felt like forever.

- Bana bir ömür gibi gelmişti.
- Bir ömür gibi gelmişti.

I am forever busy.

Ben daima meşgulüm.

We left Africa forever.

Ebediyen Afrika'yı terk ettik.

I left Africa forever.

Ben Afrika'yı ebediyen terk ettim.

True friendships last forever.

Gerçek dostluklar sonsuza kadar sürerler.

It goes on forever.

O sonsuza kadar sürer.

I'll remember you forever.

Seni ebediyen hatırlayacağım.

This could take forever.

Bu sonsuza dek sürebilir.

Tom is gone forever.

Tom'un yerinde yeller esiyor.

I'll be forever grateful.

Sonsuza dek minnettar olacağım.

This can't last forever.

Bu sonsuza dek süremez.

Dan is here forever.

Dan hep buradadır.

That won't last forever.

Bu sonsuza kadar sürmeyecek.

It won't last forever.

Bu sonsuza kadar sürmeyecek.

People don't live forever.

İnsanlar sonsuza dek yaşamazlar.

You can't hide forever.

Sonsuza dek saklanamazsın.

I won't wait forever.

Sonsuza kadar beklemeyeceğim.

I will live forever.

Ben sonsuza kadar yaşayacağım.

Let's be together forever.

Sonsuza dek birlikte olalım.

She'll love him forever.

O onu sonsuza dek sevecek.

He left Africa forever.

O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti.

I'll be there forever.

Sonsuza dek orada olacağım.

No winter lasts forever.

Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.

No adversity lasts forever.

Hiçbir sıkıntı sonsuza dek sürmez.

The intro lasts forever.

Giriş bölümü bitmek bilmiyor.

- I am forever in your debt.
- I'm forever in your debt.

Sana olan borcumu asla ödeyemem.

Bad weather doesn't last forever; human suffering will not endure forever.

Kötü hava sonsuza dek sürmez; Insan acısı sonsuza kadar sürmez.

- I know that nothing lasts forever.
- I know nothing lasts forever.

Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmediğini biliyorum.

- I am forever indebted to you.
- I'm forever indebted to you.

Sana sonsuza dek borçluyum.

- I will love you forever.
- I'll love you forever.
- I'll love you always.
- I will love you forever!

Seni sonsuza dek seveceğim!

- It's not possible to live forever.
- It isn't possible to live forever.

Sonsuza dek yaşamak mümkün değil.

- That secret can't be kept forever.
- It can't be kept secret forever.

O sır sonsuza dek saklanamaz.

I'll be with you forever.

Sonsuza kadar sizinle olacağım.

I'll remember this incident forever.

Bu olayı ebediyen hatırlayacağım.

Tom's life was changed forever.

Tom'un hayatı sonsuza kadar değişti.

And history was changed forever.

Ve tarih sonsuza dek değişti.

You can't hide forever, Tom.

Sonsuza kadar gizleyemezsin, Tom.

I can't hide out forever.

Sonsuza dek saklanamam.

They can't protect us forever.

Onlar bizi her zaman koruyamazlar.

You can't run forever, Tom.

Sonsuza dek koşamazsın, Tom.

I intend to live forever.

Sonsuza dek yaşamak istiyorum.

You can't protect Tom forever.

Tom'u sonsuza dek koruyamazsın.

We can't live together forever.

Sonsuza kadar birlikte yaşayamayız.

Tom has left us forever.

Tom bizi ebediyen terk etti.

I want to live forever.

Ebediyen yaşamak istiyorum.

We will be together forever.

Sonsuza dek birlikte olacağız.

What if it continued forever?

Ya sonsuza kadar devam ederse?

I can't stay here forever.

Sonsuza dek burada kalamam.

Why can't vacation last forever?

Neden tatiller sonsuza kadar sürmez?

That's going to take forever.

Bu çok uzun sürecek.

And they lived happy forever.

Ve onlar sonsuza kadar mutlu yaşadılar.

I am forever in trouble.

Benim her zaman başım belada.

After all, nothing remains forever.

Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.

We can't stay here forever.

Sonsuza dek burada kalamayız.

I can't hide you forever.

Seni sonsuza dek saklayamam.

Our love will burn forever.

Aşkımız sonsuza dek sürecek.

Oppressive regimes don't live forever.

Baskıcı rejimler sonsuza dek yaşamaz.

Babies don't stay babies forever.

Bebekler sonsuza dek bebek kalmazlar.

Joy will not last forever.

Sevinç sonsuza dek sürmeyecek.

Our supplies won't last forever.

Bizim erzak sonsuza dek sürmeyecek.

I could do this forever.

Bunu sonsuza dek yapabilirim.

I will not wait forever.

Sonsuza kadar beklemeyeceğim.