Examples of using "Bowl" in a sentence and their turkish translations:
Bovling oynar mısın?
Tom bovling oynamayı sever.
Kase mükemmel bir şekilde yuvarlaktı.
Amerikan futbolu şampiyonluğunu kim kazandı?
Metal kase pahalıdır.
Kağıt kase ucuzdur.
Super Bowl izleyecek misin?
Daha büyük bir kâseniz var mı?
Tom şeker kasesine uzandı.
Tom kasesini baş aşağı çevirdi.
Tom kaseyi Mary'ye doğru itti.
Bir çorba kasen var mı?
Amerikalılar, Super Bowl partilerini severler.
Tom bir kase yabanmersini yedi.
Onunki gibi bir şekerlik istiyorum!
Bir kase pirinç yaklaşık 180 gramdır.
Kasede hiç salatamız yok.
Kapta şeker yok.
Tom, bir kaseye biraz pirinç koydu.
O, sütü bir kaseye döktü.
- Her şey yolunda.
- Hiçbir sorun yok.
- Her şey tıkırında.
Tom kaseye biraz tahıl döktü.
Tom kaseye biraz süt döktü.
Tom kaseyi mikrodalganın içine koydu.
Köpek kasenin yanında oturuyor.
Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.
Tom, kaseyi mikrodalgaya koy.
Ben bir kase ve bir kaşık kullanıyorum.
O, sütü bir çanağa döktü.
O bir kaba süt koydu.
Cam kase minik parçalara ayrıldı.
Kase çok çeşitli şeker içeriyor.
Tom bir kase deniz tarağı çorbası yedi.
Tom sütü bir kaseye döktü.
Tom bir kase meyve taslağı çiziyor.
Denver Broncos, Super Bowl 50'yi kazandı.
Her sabah bir kase tahıl yerim.
Kasedeki çorba çok lezzetliydi.
Çorba için derin bir kasen var mı?
Tom Mary ile final karşılaşmasını izleyecek.
Tom meyve kâsesinden bir elma aldı.
Karıştırma kabında tüm malzemeyi birleştirin.
Denver Broncos, Super Bowl'u kazandı.
Onunki gibi bir şeker kabı istiyorum!
Sarımsakları büyük bir karıştırma kabına koyun.
Kediler bir kaseden süt içiyorlar.
Ona bir akvaryum balığı ve bir kap aldım.
Ödünç alabileceğim büyük bir kâseniz var mı?
Tom genellikle kahvaltı için bir kase mısır gevreği yer.
Tom büyük bir kaseden patlamış mısır yiyordu.
Tom patlamış mısır kasesini masaya koydu.
Onlar 2000 yıl öncesinden kalma antika bir kase buldular.
Tom kedisi için tasa süt döktü.
Sütü yanlışlıkla şeker kasesine döktüm.
Bir kapta şeker ve mısır nişastasını çırpın. Bir kenara koyun.
O kasede değişik türde şekerleme var.
Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.
Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.
Kasede bol miktarda çırpılmış krema var.
Genellikle kahvaltı için bir kase yulaf ezmesi yiyorum.
Dün büyük bir kase bezelye çorbası yedim.
Bu yılki final karşılaşmasın kimin kazanacağını düşünüyorsun?
Tom kedileri için bir kaseye biraz süt döktü.
Tom evinde bir Super Bowl partisi veriyor.
Tom kedisi için bir kaseye biraz süt koydu.
Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.
- Büyük bir çanakta tuz, kuru maya ve unu karıştırın.
- Tuz, kuru maya ve unu büyük bir kâsede karıştırın.
Masanın üstünde duran sepetteki meyveyi yeme. Plastik.
Tom kedisi için şişeden kaseye biraz süt döktü.
Geçen gece iki yeşil elma ve bir kase yeşil üzüm yedim.
Çorba için bir kasen var mı?
Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.
"Şeker kasesi neredeyse boş." "Sabah doluydu." "Bu garip."
Tom kaseyi mikrodalgaya koydu ve pişirmeyi başlatmak için düğmeye bastı.
Lütfen patates cipslerini kaseye koy. Onları direkt olarak torbadan yeme.
Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
Balıkları bir balık havuzunda saklarsanız, suyu en az haftada bir kez değiştirmelisiniz.
Tom kâsedeki tüm patlamış mısırı yedikten sonra biraz daha patlatmak için mutfağa geri gitti.
- Tepeleme pilav alabilir miyim lüten?
- Bana büyük porsiyon pilav getirin lütfen.