Examples of using "Boundary" in a sentence and their turkish translations:
Ren, Fransa ve Almanya arasındaki sınırdır.
Bu nehir, iki il arasındaki sınırı oluşturur.
Aşk ve arkadaşlık arasındaki sınırı çizmek çok zordur.
Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
Ekvatorun her iki tarafında hakim rüzgarlar zıt yönlerde eser. Sınırın kuzeye ve güneye kayması muson rüzgarlarını oluşturur.
Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.