Translation of "Fence" in Turkish

Paint the fence.

Çiti boya.

- You're going to paint the fence tomorrow.
- You'll paint the fence tomorrow.
- You're painting the fence tomorrow.

Yarın çiti boyayacaksın.

- He's painting the fence tomorrow.
- He's going to paint the fence tomorrow.
- He'll paint the fence tomorrow.

Çiti yarın boyayacak.

I climbed the fence.

Çite tırmandım.

The fence needed painting.

Çitin boyanmaya ihtiyacı vardı.

Tom hurdled the fence.

Tom çiti aştı.

Tom climbed the fence.

Tom parmaklığı tırmandı.

Tom fixed the fence.

- Tom çiti onardı.
- Tom çiti tamir etti.

Tom painted the fence.

Tom çiti boyadı.

We jumped the fence.

Biz çitten atladık.

I fixed the fence.

Çiti tamir ettim.

I painted the fence.

Çiti boyadım.

- Tom hasn't painted the fence yet.
- Tom hasn't yet painted the fence.

Tom henüz çiti boyamadı.

- They're going to paint the fence tomorrow.
- They'll paint the fence tomorrow.

Çiti yarın boyayacaklar.

The fence is painted green.

Çit yeşil boyalıdır.

He's sitting on the fence.

O çitin üzerine oturuyor.

They painted the fence green.

Onlar çiti yeşile boyadılar.

I'm still on the fence.

Hâlâ kararsızım.

Tom painted the fence white.

Tom çiti beyaz boyadı.

Tom was on the fence.

Tom kuşkuluydu.

I crawled under the fence.

Çitin altından süründüm.

I climbed over the fence.

Çitin üzerinden tırmandım.

He climbed over the fence.

O, çitin üzerine tırmandı.

Tom crawled under the fence.

Tom çitin altından sürünerek geçti.

Tom jumped over the fence.

Tom çitin üzerinden atladı.

Tom looked over the fence.

Tom çitin üzerinden baktı.

I painted the fence green.

Çiti yeşile boyadım.

Mary loves her bamboo fence.

Mary bambu çitini seviyor.

Tom sat on the fence.

Tom çitin üzerinde oturdu.

They're painting the fence tomorrow.

Yarın çiti boyuyorlar.

Tom is painting his fence.

Tom çitini boyuyor.

The ball hit the fence.

Top çite çarptı.

Tom climbed over the fence.

Tom çitin üzerine tırmandı.

I painted the fence white.

Çiti beyaza boyadım.

I painted the fence today.

Ben bugün çiti boyadım.

She'll paint the fence tomorrow.

O yarın çiti boyayacak.

- I needn't have painted the fence.
- I didn't need to paint the fence.

Çiti boyamama gerek yoktu.

- Tom will paint the fence tomorrow.
- Tom is going to paint the fence tomorrow.
- Tom will be painting the fence tomorrow.

Tom yarın çiti boyayacak.

A fence runs around the house.

Evin etrafını bir çit kuşatır.

I needn't have painted the fence.

Çiti boyamama gerek yoktu.

Tom will paint the fence tomorrow.

Tom yarın çiti boyayacak.

He stood leaning against the fence.

Çite yaslanarak duruyordu.

The horse jumped over the fence.

At çitin üzerinden atladı.

Don't pee on an electric fence.

Elektrikli çit üzerine işeme.

The dog jumped over the fence.

Köpek çitin üzerinden atladı.

Tom is sitting on the fence.

Tom çitin üzerinde oturuyordu.

Tom is still on the fence.

Tom hâlâ çitin üstünde.

The kids climbed over the fence.

Çocuklar çitin üzerinden tırmandı.

His horse jumped over the fence.

Onun atı çitin üzerinden atladı.

The boy skipped over the fence.

Çocuk, çitin üzerinden atladı.

I need help painting the fence.

Çiti boyarken yardıma ihtiyacım var.

Our fence is made of iron.

Bizim çit demirden yapılmıştır.

I helped Tom paint the fence.

Tom'un çiti boyamasına yardım ettim.

The garden has a wooden fence.

Bahçenin ahşap bir çiti var.

Tom was standing by the fence.

Tom çitin yanında duruyordu.

Tom was leaning on the fence.

Tom çitin üzerine eğiliyordu.

There's a fence around my house.

Evimin etrafında bir çit var.

Tom helped us paint the fence.

Tom çiti boyamamıza yardım etti.

I painted the fence with Tom.

Tom ile çiti boyadım.

The fence needs to be painted.

Çitin boyanması gerek.

The plan was dubbed "Operation Fence."

Plan "Çit Operasyonu" olarak adlandırıldı.

I had Tom paint the fence.

Tom'a çitleri boyattım.

Who's that man painting the fence?

Çitleri boyayan o adam kim?

The fence has just been painted.

Çit daha yeni boyandı.

We've just finished painting the fence.

Çiti boyamayı az önce bitirdik.

He will paint the fence tomorrow.

Çitleri yarın boyayacak.

They will paint the fence tomorrow.

Çiti yarın boyayacaklar.

- Her house is enclosed with a white fence.
- Her house is surrounded by a white fence.

Onun evi beyaz bir çitle çevrili.

The fence was painted by my father.

Çit babam tarafından boyandı.

He threw a ball over the fence.

O, çitin üzerinden bir top attı.

I swung my leg over the fence.

Çitin üzerinde bacağımı salladım.

He jumped his horse over the fence.

Atını çitin üzerinden atlattı.

He placed the ladder against the fence.

Merdiveni çite dayadı.

I got Tom to paint the fence.

Tom'a çiti boyattım.

It was Tom who painted the fence.

Çiti boyayan Tom'du.

Tom placed the ladder against the fence.

Tom merdiveni çite dayadı.

They built a fence around the farm.

Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.

There is a fence around the house.

Evin etrafında bir çit var.

I had to climb over the fence.

Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.

I had to crawl under the fence.

Çitin altından sürünmek zorunda kaldım.

Tom tried to crawl under the fence.

Tom çitin altında sürünmeye çalıştı.

They put a fence around the garden.

Onlar bahçenin etrafına bir çit koydular.

Tom attempted to climb over the fence.

Tom çite tırmanmaya çalıştı.

Tom tried to climb over the fence.

Tom çitin üzerinden tırmanmaya çalıştı.

Tom helped Mary climb over the fence.

Tom'un çite tırmanmasına yardımcı oldu.

I got him to paint the fence.

Ona çiti boyattım.

He built a fence around his house.

O, evinin etrafında bir çit inşa etti.

How high should a home fence be?

Bir ev çiti ne kadar yüksek olmalı.

Why did you paint your fence red?

Neden çitini kırmızıya boyadın?

I had some help painting the fence.

Çitlerin boyanmasında bana yardım ettiler.

Two children are sitting on the fence.

- İki çocuk çitin üzerinde oturuyor.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.

Tom threw the bag over the fence.

Tom çantayı çitin üzerinden attı.

Tom cut a hole in the fence.

Tom çitte bir delik açtı.