Translation of "Blend" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Blend" in a sentence and their turkish translations:

It's a special blend.

O özel bir karışım.

I tried to blend in.

- Araya kaynamaya çalıştım.
- Ortama uyum sağlamaya çalıştım.

Blend milk and eggs together.

Süt ve yumurtayı birlikte karıştır.

Oil and water don't blend.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

I like this blend of coffee.

Bu kahve harmanını severim.

Blend the red paint with the blue paint.

Mavi boya ile kırmızı boyayı karıştırın.

The sky seemed to blend with the sea.

Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.

The building doesn't blend in with its surroundings.

Bina çevresi ile uyum içinde değildir.

Tom tried to blend in with the crowd.

Tom kalabalık ile uyumlu olmaya çalıştı.

Blend the blue paint with the yellow paint.

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

This coffee is a blend of Java and Brazil.

Bu kahve Java ve Brezilya'nın bir karışımıdır.

It starts off silk, yet it emerges a rayon blend.

Başlangıçta ipekken yapay ipeğe dönüşüyor.

It's difficult for returnees to blend in with that class.

Geri dönenlerin bu sınıfa karışması zordur.

The colors of the sea and the sky blend into one another.

Denizin ve gökyüzünün renkleri birbirine karışıyor.

The rising sun bathed the sky in a brilliant blend of colours.

Yükselen güneş gökyüzünü parlak bir renk karışımıyla süsledi.

- Oil and water won't blend with each other.
- Water and oil don't mix.

Su ve yağ karışmaz.

- Oil and water won't blend with each other.
- Oil and water don't mix.

Yağ ve su birbiriyle karışmaz.