Translation of "Bench" in Turkish

Sit on the bench.

- Bankın üzerine otur.
- Banka otur.

The bench is wooden.

Bank ahşaptır.

- Let's sit down on the bench.
- Let's sit on the bench.

Bankta oturalım.

- She is sitting on the bench.
- She's sitting on the bench.

O, bankta oturuyor.

- Tom was sitting on a bench.
- Tom is sitting on the bench.

Tom bankta oturuyordu.

Sit down on the bench.

Bankta oturun.

Where is the nearest bench?

En yakın bank nerede?

Please go to the bench.

Lütfen banka git.

He sat on the bench.

O bankta oturdu.

She sat on the bench.

O bankta oturdu.

May I approach the bench?

Tezgaha yaklaşabilir miyim?

Don't sit on that bench.

O bankın üzerinde oturma.

Let's sit on the bench.

Bankta oturalım.

He's sitting on the bench.

Bankta oturuyor.

She sat on a bench.

O bir bankta oturuyordu.

Tom sat on the bench.

Tom bankta oturdu.

- Tom sat on the bench smoking.
- Tom sat on a bench smoking a cigarette.

Tom sigara içerken bir bankta oturdu.

Please don't sit on that bench.

- Lütfen o kanepeye oturma.
- Lütfen şu banka oturmayın.

He was sitting on a bench.

O, bir bankta oturuyordu.

He sat smoking on the bench.

O, bankta otururken sigara içti.

She seated herself on the bench.

O, banka oturdu.

Let's sit here on a bench.

Hadi burada bir bankta oturalım.

Tom sat on a park bench.

Tom bir park bankında oturdu.

Tom is sitting on the bench.

Tom bankta oturuyordu.

Tom is lying on the bench.

Tom bankta uzanıyor.

He is lying on the bench.

O, bankta uzanıyor.

I sat waiting on a bench.

Bir bankta beklerken oturdum.

Tom was sitting on a bench.

Tom bankta oturuyordu.

Tom is asleep on the bench.

Tom bankta uyuyor.

Tom sat down on the bench.

Tom bankta oturdu.

Tom sat down on a bench.

Tom bir bankta oturdu.

I often lie on this bench.

Ben sık sık bu bankta uzanırım.

I sat waiting on the bench.

Ben bankta otururken bekledim.

The books are on the bench.

Kitaplar bankın üstünde.

Tom sat on the bench smoking.

Tom sigara içerken bankta oturdu.

Tom sat on a nearby bench.

Tom yakındaki bir bankta oturdu.

Tom got up from the bench.

Tom banktan kalktı.

Let's sit here on this bench.

Burada bu bankta oturalım.

I slept on a park bench.

Bir bir park bankının üstünde uyudum.

Let's sit down on this bench.

Bu bankta oturalım.

Let's sit down on that bench.

O bankta oturalım.

I was sitting on the bench.

Bankta oturuyordum.

I sat down on a bench.

Ben bir bankta oturdum.

Tom slept on the park bench.

Tom bankta uyudu.

Tom slept on a park bench.

- Tom bir bankta uyudu.
- Tom bir bankın üstünde uyudu.

Under the tree is a bench.

Ağacın altında bank var.

- Tom sat beside Mary on the bench.
- Tom sat down next to Mary on the bench.
- Tom sat down beside Mary on the bench.

Tom bankta Mary'nin yanına oturdu.

- Tom sat on the bench next to Mary.
- Tom sat next to Mary on the bench.

Tom bankta Mary'nin yanında oturdu.

Meg and Ken sat on the bench.

Meg ve Ken bankta oturdu.

Why did you paint the bench red?

Neden bankı kırmızıya boyadın?

Isn't that him sitting on a bench?

Bankta oturan o değil mi?

He is not sitting on a bench.

O bir bankta oturmuyor.

He is still sitting on the bench.

O, hâlâ bankta oturuyor.

There is a bench on the balcony.

Balkonda bir bank var.

Tom was alone on the park bench.

Tom park bankında yalnızdı.

The bench is there too, isn't it?

Bank da orada, değil mi?

Tom sat with Mary on a bench.

Tom, Mary ile bir bankta oturdu.

There is a bench under the tree.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

Tom was sitting alone on a bench.

Tom bir bankta tek başına oturuyordu.

The cat has hidden under the bench.

Kedi tezgah altına saklandı.

An apple was sitting on the bench.

Bir elma, bankta oturuyordu.

Tom sat on the bench with Mary.

Tom Mary ile bankta oturdu.

We sit on a bench to rest.

Dinlenmek için bir bankta otururuz.

Tom and Mary sat on the bench.

Tom ve Mary banka oturdu.

Is the dog under the bench yours?

Bankın altındaki köpek sizin mi?

Tom is still sitting on the bench.

Tom hâlâ bankta oturuyor.

Tom and I sat on the bench.

Tom ve ben bankta oturduk.

Who before I had gotten on the bench

kendisi ben kürsüye çıkmadan önce

We sat on a bench in the park.

Biz parkta bir banka oturduk.

The woman on the bench is Mrs. Brown.

Banktaki kadın Bayan Brown.

Someone has left a bag on the bench.

Birisi bankta bir çanta bıraktı.

A drunken man was sleeping on the bench.

Sarhoş bir adam bankta uyuyordu.

He sat on the bench in the park.

O, parktaki bankta oturdu.

Tom sat on the bench all by himself.

Tom tamamen tek başına bankta oturdu.

He and his friend sat on the bench.

O ve arkadaşı bankta oturdu.

Tom says he found it on the bench.

Tom bunu bankta bulduğunu söylüyor.

Tom made room for Mary on the bench.

Tom bankta Mary için yer açtı.

Tom and Mary sat together on the bench.

Tom ve Mary bankta birlikte oturdular.

They sat on a bench in the park.

Onlar parkta bir banka oturdular.

Tom and Mary switched places on the bench.

Tom ve Mary bankta yer değiştirdi.

The old man was sitting on a bench.

Yaşlı adam bir bankta oturuyordu.

Tom sat on the bench next to Mary.

Tom bankta Mary'nin yanında oturdu.

We sat on the bench in the park.

Biz parkta bankta oturduk.

The man sitting on that bench is Tom.

O bankta oturan adam Tom'dur.

The man on the bench was obviously dead.

Banktaki adam belli ki ölmüştü.

An older man was sitting on the bench.

Yaşlı bir adam bankta oturuyordu.

Tom sat on a park bench feeding birds.

Tom kuşları beslerken bir park bankında oturdu.

Tom sat on a bench reading a book.

Tom bir kitap okurken bir bankta oturdu.

The boy sitting on the bench is Tom.

- Sırada oturan oğlan Tom'dur.
- Bankta oturan çocuk Tom'dur.

The old man was sitting on the bench.

Yaşlı adam bankta oturuyordu.

Somebody has left his bag on the bench.

Birisi çantasını bankta bıraktı.

In the park he slept on a bench.

O parkta bir bankta uyudu.