Examples of using "Affair" in a sentence and their turkish translations:
O bir ilişki yaşıyor.
O, benim meselemdir.
O benim kendi işim.
Bu çok kötü bir aşk ilişkisi.
Üzücü konuyu unut.
Bir ilişki var mıydı?
Tom'un bir ilişkisi vardı.
O bir ilişki yaşıyor.
Sami bir ilişkiye başladı.
Sami'nin yasak ilişkisi patladı.
Sami'nin ilişkisi bitti.
Bu garip bir vakaydı.
O, korkunç bir olaydı.
O bir ilişki yaşıyor mu?
O bir ilişki yaşıyor mu?
- Senin bir ilişkin var mı?
- Sen bir ilişki yaşıyor musun?
O iş onu ünlü yaptı.
O, ilişki hakkında biliyordu.
Linda, Dan'in ilişkisini biliyordu.
Bir ilişkiniz var mıydı?
O iş beni ilgilendirmez.
Tom'un evlilik dışı bir ilişkisi vardı.
Fadıl ilişkiyi sürdürdü.
Leyla bir birliktelik yaşıyor mu?
- Sami yeni bir ilişki başlattı.
- Sami yeni bir ilişkiye başladı.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
Onun çok mutsuz bir ilişkisi vardı.
Tom'un karısının evlilik dışı bir ilişkisi vardı.
Fadıl olay hakkında bilgisiz kaldı.
Leyla, Sami ile olan ilişkisini bitirdi.
Sami, Leyla'nın ilişkisini afişe etmekle tehdit etti.
- Sami, Leyla ile bir ilişki başlattı.
- Sami, Leyla ile bir ilişki kurdu.
Sami, Leyla'nın ilişkisini öğrendi.
- Sami çevrimiçi bir aşk ilişkisi yaşadı.
- Sami'nin online bir aşk ilişkisi vardı.
Sami ilişkisine devam etmek istiyordu.
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
O aşk ilişkisi bir aile sırrıdır.
Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu.
Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.
Onlar olayı araştıracak.
Ben mesele ile ilgili değilim.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
O, onun bir ilişkisi olduğunu biliyordu.
Onun patronuyla bir ilişkisi vardı.
Bu işle ilgili değilim.
Bütün bu olay iğrenç kokuyor.
Fadıl ve Leyla'nın yasadışı bir ilişkisi vardı.
Fadıl, Leyla ile ilişki kuruyordu.
Leyla ve Sami bir ilişki yaşıyorlardı.
Sami ve Leyla skandal bir ilişkiye başladılar.
- Sami bu meseleye aylar önce son verdi.
- Sami bu aşk ilişkisine aylar önce son verdi.
Sami ilişki hakkında bilgi sahibi olmayı hak ediyor.
Sami ve Leyla'nın aşk ilişkisi bir sır olarak kaldı.
Sami, Leyla ile ilişkisine son verdi.
Sami, Leyla'yı bir ilişkisi olmakla suçladı.
Sami ve Leyla'nın yoğun bir ilişkisi vardı.
Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
Toplantı gürültü ve bağırışlarla geçti.
Biz erken bir iflas bilançosu bekliyoruz.
Aşk ilişkisi hakkında bana güvendi.
Dini meseleler hakkında konuşmak hassas bir mevzudur.
O, olaya karıştığını inkar etti.
İş hakkında konuşmak ister misin?
O, bu ülkenin iç işidir.
Bütün bu mesele bana bir baş ağrısı veriyor.
Yeni bir sorun polis yönetimini tahrik ediyor.
Tom karısının evlilik dışı ilişkisini onayladı.
Olay hakkında konuşmak istemiyor musun?
Leyla'nın Sami ile olan ilişkisi onun evliliğine mal oldu.
Sami'nin Leyla'yla olan ilişkisi karısının kulaklarına ulaştı.
Sami'nin, sekreteri ile ilişkisi vardı.
- Sami'nin Leyla ile uzun zamanlı bir ilişkisi vardı.
- Sami, Leyla ile uzun süreli bir ilişki yaşıyordu.
Sami'nin ilişkisi düşündüğü kadar gizli değildi.
Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti.
Tom bir iş arkadaşıyla ateşli bir ilişki yaşadı.
Cesaret, bilinmeyenle yaşanan aşktır.
Tom olaya karıştığını kabul etmedi.
İş hakkında yalan söylemekle suçlandı.
Olay hakkında yalan söylemekle suçlandı.
O adam senin kız kardeşin ile bir ilişki yaşıyor!
Bu işin altında biri olmalı.
Ben bu işin içinde yer almak istemiyorum.
Fadıl'ın baldızı ile bir ilişkisi vardı.
Fadıl'ın Leyla'yla olan ilişkisi uzun süre gizli kalmayacak.
Fadıl'ın yedi yıldır Leyla ile ilişkisi vardı.
Sanırım annem bir ilişki yaşıyor olabilir.
Sami evli bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.
Babanın bu fahişe ile ilişkisi var.
Sami karısının bir ilişkisi olduğunu keşfetti.
İlişkiyi duyduğunda Sami'nin kalbi kırıldı.
Sami, Leyla'nın ilişkisini duyunca öfkelendi.
Sami, Leyla'nın Ferit ile bir ilişkisi olduğuna inanıyordu.
Onun olayla bir ilgisi var gibi görünüyor.
Gazeteler olaya çok yer verdiler.
Dans, sezonun en parlak olayıydı.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.