Translation of "Faults" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Faults" in a sentence and their turkish translations:

Everyone has faults.

Herkesin hataları vardır.

She has many faults.

Onun birçok hatası var.

Love sees no faults.

Aşk kusurları görmez.

Everybody has some faults.

Herkesin bazı hataları vardır.

She has faults, too.

Onun da hataları var.

He acknowledged his faults.

O, hatalarını kabul etti.

I have no faults.

Benim hatalarım yok.

He has no faults.

Onun hataları yok.

She has no faults.

Onun hiçbir hatası yok.

They have no faults.

Onların hataları yok.

- No man is without his faults.
- No one is free from faults.

Hiç kimse hatasız değildir.

It's perfect: Without any faults.

Mükemmel: Hiçbir kusuru yok.

Few people will admit their faults.

Çok az sayıda insan hatalarını kabul eder.

He is a mass of faults.

O bir hatalar kitlesi.

No one is free from faults.

Hiç kimse hatasız değildir.

No man is without his faults.

Hiç kimse hatasız değildir.

Don't blame another for his faults.

Hataları için başkasını suçlama.

She had at least four faults.

Onun en azından dört hatası vardı.

I love him despite his faults.

Ben onun hatalarına rağmen onu seviyorum.

I love Tom despite his faults.

Hatalarına rağmen Tom'u seviyorum.

People often don't notice their own faults.

İnsanlar genellikle kendi hataları fark etmezler.

Faults are thick where love is thin.

Aşkın ince olduğu yerde hatalar kalındır.

Tom is aware of his own faults.

Tom kendi hatalarının farkında.

Despite all his faults he is popular.

Tüm hatalarına rağmen o popülerdir.

Despite all his faults, everybody likes him.

Tüm hatalarına rağmen, herkes onu seviyor.

You don't think he has many faults?

Onun birçok hataları olduğunu düşünmüyor musun?

He finds faults with everything I do.

Benim yaptığım her şeyde bir hata bulur.

Acknowledge your own faults before criticizing others.

Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını kabul et.

I know that I have many faults.

Çok kusurum olduğunu biliyorum.

By other's faults wise men correct their own.

Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.

You always excuse your faults by blaming others.

Diğerleri suçlayarak her zaman hatalarını mazur görüyorsun.

The experiment failed because of some minor faults.

Bazı küçük hatalardan dolayı deney başarısız oldu.

I admire him, in spite of his faults.

Ben onun hatalarına rağmen, ona hayranım.

One is apt to forget his own faults.

Kişi kendi hatalarını unutmaya yatkındır.

He is not conscious of his own faults.

Kendi hatalarının bilincinde değil.

There is no shame in admitting one's faults.

Birinin hatalarını kabul etmede utanç yok.

Be generous; don't think only of his faults.

Cömert ol; sadece hatalarını düşünme.

She has her faults, but I like her.

Onun hataları var, ama onu seviyorum.

I like him the better for his faults.

Hatalarına rağmen onu daha çok seviyorum.

I like her none the less for her faults.

Hatalarına rağmen onu seviyorum.

He had faults, but despite that I loved him.

Onun hataları vardı, ama buna rağmen onu sevdim.

With all his faults, he is respected by everybody.

Tüm yaptığı yanlışlarına rağmen, herkes tarafından saygı duyulur.

For all his faults, he is a good fellow.

Tüm hatalarına rağmen, o iyi bir adam.

I love him all the more for his faults.

Hatalarına rağmen onu gittikçe daha çok seviyorum.

I love you all the more for your faults.

Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.

My father is too stubborn to admit his faults.

Babam hatalarını kabul edemeyecek kadar inatçıdır.

People liked him all the better for his faults.

İnsanlar onun hatalarına rağmen onu daha da çok sevdiler.

I do not love him the less for his faults.

Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum.

She is a beauty, admittedly, but she has her faults.

Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.

She has a lot of faults. Still, I like her.

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim.

My wife has faults. None the less, I love her.

Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

She loves him all the more because he has faults.

O onu hataları olduğu için gittikçe daha çok seviyor.

As it was written in haste, the book has many faults.

Acele ile yazıldığı için kitabın birçok hatası var.

For all his faults, Sam is still a very likable person.

Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.

He has some faults, but I like him none the less.

Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.

Human beings often lack insight into their own faults and failings.

İnsanoğlu çoğunlukla kendi hatalarına ve başarısızlıklarına karşı iç görüden yoksundur.

I cannot help loving her in spite of her many faults.

Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum.

For all his faults, Tom had a fundamental sense of decency.

Tüm kusurlarına rağmen, Tom temel ahlak anlayışına sahipti.

I cannot help liking him in spite of his many faults.

- Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
- Birçok hatalarına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum.

- Nobody is perfect.
- Nobody's perfect.
- We all have our faults.
- No one's perfect.

Hiç kimse mükemmel değildir.

Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.

Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.

- He is aware of his own fault.
- He's aware of his own faults.

O, hatalarının farkındadır.

- He finds faults with everything I do.
- He finds fault with everything I do.

Yaptığım her şeyde hata bulur.

She has some faults, but I love her all the more because of them.

Onun bazı hataları var fakat onlardan dolayı onu daha çok seviyorum.

We forget our faults easily if no one knows them as well as us.

Eğer hiç kimse onları bizim kadar iyi bilmiyorsa hatalarımızı kolayca unutabiliriz.

- Even the worthy Homer sometimes nods.
- Every man has his faults.
- Even monkeys fall from trees.

- Kodaman Homer'in bile bazen başı öne eğilir.
- Herkes bir gün tökezleyebilir.
- Herkesin işi bir gün ters gidebilir.

A naïve fox does not exist. Likewise, there is no such thing as a man without faults.

- Bir naif tilkisi yoktur. Aynı şekilde, kusursuz bir adam diye bir şey de yoktur.
- Naif bir tilki yoktur. Aynı şekilde, hatasız bir adam diye bir şey de yoktur.

Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.

Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.