Translation of "Zoon" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Zoon" in a sentence and their turkish translations:

Mijn zoon heeft een zoon.

Oğlumun bir oğlu var.

Mijn zoon!

Oğlum!

- Wat doet uw zoon?
- Wat doet jouw zoon?
- Wat doet jullie zoon?

Oğlunuz ne iş yapar?

- Waar is jouw zoon?
- Waar is uw zoon?
- Waar is jullie zoon?

Oğlun nerede?

Mijn kleinzoon is de zoon van mijn zoon.

Erkek torunum, oğlumun oğludur.

- Ik heb één zoon.
- Ik heb een zoon.

Bir oğlum var.

zoon Jarl Eirik.

Jarl Eirik'in ellerinde ezici bir yenilgiye uğradılar .

- Hun zoon heette Edward.
- Ze noemden hun zoon Edward.

Onların çocuklarına Edward adı verildi.

- Zo vader, zo zoon.
- Zo de vader, zo de zoon.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

- Hoe oud is uw zoon?
- Hoe oud is je zoon?

Oğlunuz kaç yaşında?

- Tom is de zoon van Maria.
- Tom is Maria's zoon.

Tom, Mary'nin oğludur.

Ik heb geen zoon.

Benim hiç oğlum yok.

Ik ken je zoon.

- Oğlunu tanıyorum.
- Oğlunuzu tanıyorum.

Hun zoon heette Eduardo.

Onların çocuklarına Edward adı verildi.

Ik heb een zoon.

Bir oğlum var.

Hij heeft een zoon.

Onun bir oğlu var.

Zij heeft een zoon.

Onun bir oğlu var.

Wiens zoon ben jij?

Sen kimin oğlusun?

Hoe heet uw zoon?

Oğlunun adı ne?

Mijn zoon heeft kiespijn.

- Oğlumun dişi ağrıyor.
- Oğlum diş ağrısı çekiyor.
- Oğlumun diş ağrısı var.

Maria baarde een zoon.

Mary bir oğul doğurdu.

- Hij was razend op zijn zoon.
- Hij was boos op zijn zoon.

O, oğluna kızmıştı.

"Maar ik heb een zoon.

"Ama benim bir oğlum var.

Is het uw zoon, Betty?

Bu senin oğlun mu, Betty?

Zijn zoon wil advocaat worden.

Onun oğlu bir avukat olmak istiyor.

En rijdt je zoon auto?

- Ve oğlunuz sürücü mü?
- Ve oğlunuz araba sürüyor mu?

Hij is de oudste zoon.

O, en büyük oğul.

Mijn zoon houdt van raketten.

Oğlum roketleri sever.

Het stel had een zoon.

Çiftin bir oğlu vardı.

Hoe is zijn zoon gestorven?

Oğlu nasıl öldü?

Deze jongen is mijn zoon.

Bu çocuk benim oğlum.

Is dat jouw zoon daar?

Oradaki senin oğlun mu?

We noemen zijn zoon Jimmy.

Biz onun oğluna Jimmy diyoruz.

Hij heeft nog een zoon.

- Onun başka bir oğlu var.
- Onun bir başka oğlu var.
- Onun bir oğlu daha var.

Tom is onze oudste zoon.

Tom bizim en büyük oğlumuz.

Dit is mijn geliefde zoon.

Bu benim en sevdiğim oğlum.

- Tom speelt met zijn zoon.
- Tom is met zijn zoon aan het spelen.

Tom oğluyla oynuyor.

- Ik ben zeer trots op mijn zoon.
- Ik ben heel trots op mijn zoon.

Oğlumla çok gurur duyuyorum.

- Tom kocht een cadeautje voor zijn zoon.
- Tom kocht een cadeau voor zijn zoon.

Tom oğlu için bir hediye aldı.

Zorg alsjeblieft goed voor onze zoon."

Lütfen oğlumuza iyi bak."

Angstig wachtte hij op zijn zoon.

(O) oğlunu endişeyle bekledi.

Zijn zoon is acht jaar oud.

Onun oğlu sekiz yaşında.

Ik zou mijn zoon willen zien.

Oğlumu görmek istiyorum.

Hij is trots op zijn zoon.

O, oğlu ile gurur duyar.

Zijn zoon heeft talent voor muziek.

Onun oğlunun müziğe doğuştan yeteneği var.

Mijn zoon kan nog niet tellen.

Oğlum henüz sayamıyor.

Zijn zoon verdween zeven jaar geleden.

Onun oğlu yedi yıl önce kayboldu.

Mijn zoon zijn badeend is geel.

Oğlumun lastik ördeği sarı renklidir.

Hij verloor zijn meest geliefde zoon.

En sevgili oğlunu kaybetti.

Haar oudste zoon is niet getrouwd.

Onun en büyük oğlu evli değil.

Mijn zoon kwam naar mijn kamer.

Oğlum odama geldi.

Hoe gaat het met mijn zoon?

Oğlum nasıl?

Mijn zoon wordt vandaag vier jaar.

Bugün oğlum dört yaşına giriyor.

Mijn zoon is langer dan ik.

Oğlum benden daha uzun boylu.

Ze hebben hun zoon John genoemd.

Onlar oğullarına John adını verdiler.

Hij was boos op zijn zoon.

O, oğluna kızmıştı.

Ze is trots op haar zoon.

O, oğlu ile gurur duymaktadır.

Mijn zoon gelooft in de Kerstman.

Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.

Ik ben trots op mijn zoon.

Oğlumla gurur duyuyorum.

Mijn zoon heeft een erfelijke ziekte.

Oğlumun kalıtsal bir hastalığı var.

Mijn zoon is acht jaar oud.

Oğlum sekiz yaşında.

Haar zoon verdween zeven jaar geleden.

Yedi yıl önce oğlu kayboldu.

Toetankhamon was de zoon van Achnaton.

Tutankhamun, Akhenaten'in oğluydu.

Mijn zoon is tien jaar oud.

Oğlum on yaşında.

Onze zoon stierf in de strijd.

Oğlumuz eylemde öldürüldü.

Hoe oud is uw oudste zoon?

Büyük oğlun kaç yaşında?

Deze cd is van mijn zoon.

Bu benim oğlumun CD'si.

Ik heb een zoon van 25.

25 yaşında bir oğlum var.

Mijn zoon wordt gepest op school.

Oğlum okulda zorbalığa maruz kalıyor.

Mijn broers zoon is mijn neefje.

Erkek kardeşimin oğlu benim yeğenimdir.

- Hij heeft een zoon die John heet.
- Hij heeft een zoon met de naam Johano.

Onun, adı John olan bir oğlu var.

- Zo vader, zo zoon.
- Zo de abt, zo de monniken.
- Zo moeder zo dochter.
- Zo vader zo zoon.
- Zo de vader, zo de zoon.

- Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
- Baş nereye giderse, ayak oraya gider.

Mijn zoon kan nu tot honderd tellen.

Oğlum şu an yüze kadar sayabiliyor.

Ze verloor haar zoon in de oorlog.

O, savaşta oğlunu kaybetti.

Hij liet zijn zoon een fortuin na.

O, oğluna bir servet bıraktı.

Ik liet mijn zoon de deur repareren.

Oğluma kapıyı tamir ettirdim.

Hij heeft een zoon die John heet.

Onun, adı John olan bir oğlu var.

Wat is er van haar zoon geworden?

Onun oğluna ne oldu?

Mijn zoon studeert ook in het buitenland.

Oğlum da yurtdışında okuyor.

De naam van hun zoon is John.

Onların erkek çocuğunun adı John.

Ik zou graag mijn zoon willen zien.

Oğlumu görmek istiyorum.

Mijn zoon is klein voor zijn leeftijd.

Benim oğlum yaşına göre küçük.

Ik liet mijn zoon het avondeten klaarmaken.

Oğluma akşam yemeğini pişirttim.