Translation of "Wandeling" in Turkish

Hoe was je wandeling?

Yürüyüşünüz nasıldı?

Maak elke dag een wandeling.

Her gün kısa bir yürüyüşe çıkın.

Ik wil een wandeling maken.

Yürüyüşe çıkmak istiyorum.

Ga je een wandeling maken?

Gezecek misin?

Wil je een korte wandeling maken?

Kısa bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya ne dersin?

Zullen we een wandeling gaan maken?

Yürüyüşe çıkalım mı?

Tom maakt elke ochtend een wandeling.

Tom her sabah yürüyüşe çıkar.

Mijn vader maakt iedere dag een wandeling.

Babam her gün yürüyüşe çıkıyor.

We hebben samen een lange wandeling gemaakt.

Birlikte uzun bir yürüyüşe gittik.

Ik hou van een wandeling na de maaltijd.

Yemeklerden sonra yürüyüş yapmaktan hoşlanırım.

Ze is waarschijnlijk moe na de lange wandeling.

Uzun yürüyüşten sonra muhtemelen yorgundur.

Vroeg in de morgen heb ik een wandeling gedaan.

Sabah erkenden yürüyüşe çıktım.

Tom vroeg Maria of ze zin had in een wandeling.

Tom Mary'ye yürüyüşe gitmek isteyip istemediğini sordu.

Wat vind je ervan om een wandeling te maken in het park?

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

Ze is maar zes km naar het Westen... ...maar dit is geen simpele wandeling.

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.