Translation of "Ving" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Ving" in a sentence and their turkish translations:

Ik ving twee vissen.

İki balık yakaladım.

Hij ving een muis.

Bir fare yakaladı.

Tom ving een muis.

Tom bir fare yakaladı.

Ik ving de bal.

Ben topu yakaladım.

Ik ving een muis.

Bir fare yakaladım.

De kat ving de ratten.

Kedi sıçanları yakaladı.

De kat ving een muis.

Kedi bir fare yakaladı.

De kat ving de muis.

- Kedi fareyi yakaladı.
- Kedi, fareyi yakaladı.

De havik ving een muis.

Şahin bir fare yakaladı.

- Ik ving een forel.
- Ik heb een forel gevangen.

- Bir alabalık tuttum.
- Bir alabalık yakaladım.

- Tom ving drie vissen.
- Tom heeft drie vissen gevangen.

Tom üç balık yakaladı.

- Hij ving drie vissen.
- Hij heeft drie vissen gevangen.

O üç balık yakaladı.

- Ik ving drie vissen
- Ik heb drie vissen gevangen.

Üç tane balık yakaladım.

- Tom ving een forel.
- Tom heeft een forel gevangen.

Tom bir alabalık tuttu.

Een week later ving Napoleon het leger van Bennigsen in Friedland.

Bir hafta sonra Napolyon, Bennigsen'in ordusunu Friedland'da yakaladı.

- Ik ving gisteren vijf vissen.
- Ik heb gisteren vijf vissen gevangen.

Dün beş balık yakaladım.

- De hond heeft het vlees gevangen.
- De hond ving het vlees.

Köpek, eti yakaladı.

Ze ving een glimp van hem op terwijl hij door de menigte liep.

O onu kalabalığın arasında koşarken gördü.

- Hij betrapte een jongen die zijn horloge aan het stelen was.
- Hij ving een jongen die zijn horloge aan het stelen was.

Bir çocuğu onun saatini çalarken yakaladı.