Examples of using "Vijftien" in a sentence and their turkish translations:
Tom on beş dakikalık bir mola aldı.
Kitap on beş biyografi içeriyor.
Elbise 15 euro tutuyor.
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
O on beş dolardan daha azdı.
Benim babam sadece on beş yaşında.
Kule on beş metre yüksekliğinde.
- Tren on beş vagondan oluşmuştu.
- Tren on beş vagondan oluşuyor.
O, yaklaşık on beş dolara mal olacak.
15 numaralı odada hiç havlu yok.
Ben ayda sadece on beş kilo gelirdim.
Sonrasında 10, 15 dakika süren güzel bir zaman aralığı yakalıyorsun.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Üç kere beş on beş eder.
- Üç kere beş eşittir on beş.
Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.
Ben devlet okulunda çalışırken bir sınıfta 10-15 öğrencim vardı.
2008'den beri bir sürü Facebook ve Twitter hesapları açtım. Şimdi altı Facebook hesabım ve on beş Twitter hesabım var.