Translation of "Vijftien" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vijftien" in a sentence and their turkish translations:

- Tom nam even vijftien minuutjes pauze.
- Tom nam vijftien minuten pauze.

Tom on beş dakikalık bir mola aldı.

Het boek bevat vijftien biografieën.

Kitap on beş biyografi içeriyor.

De jurk kost vijftien euro.

Elbise 15 euro tutuyor.

- Slechts een kwartier.
- Slechts vijftien minuten.

- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.

Dit kostte minder dan vijftien dollar.

O on beş dolardan daha azdı.

Mijn vader is maar vijftien jaar.

Benim babam sadece on beş yaşında.

De toren is vijftien meter hoog.

Kule on beş metre yüksekliğinde.

De trein bestaat uit vijftien wagons.

- Tren on beş vagondan oluşmuştu.
- Tren on beş vagondan oluşuyor.

Het zal ongeveer vijftien dollar kosten.

O, yaklaşık on beş dolara mal olacak.

Er zijn geen handdoeken in kamer vijftien.

15 numaralı odada hiç havlu yok.

Op de maan zou ik maar vijftien kilo wegen.

Ben ayda sadece on beş kilo gelirdim.

En dan krijg je een prachtig tijdsvenster van tien, vijftien minuten.

Sonrasında 10, 15 dakika süren güzel bir zaman aralığı yakalıyorsun.

Tien, elf, twaalf, dertien, veertien, vijftien, zestien, zeventien, achttien, negentien, twintig.

On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

- Drie maal vijf is vijftien.
- 3 vermenigvuldigd met 5 is 15.

- Üç kere beş on beş eder.
- Üç kere beş eşittir on beş.

Mijn tv is bijna vijftien jaar oud maar het beeld is nog goed.

Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.

Toen ik op een openbare school werkte, had ik tien-vijftien leerlingen in de klas.

Ben devlet okulunda çalışırken bir sınıfta 10-15 öğrencim vardı.

Ik heb veel Facebook- en Twitter-accounts aangemaakt sinds 2008. Ik heb nu zes Facebook-accounts en vijftien Twitter-accounts.

2008'den beri bir sürü Facebook ve Twitter hesapları açtım. Şimdi altı Facebook hesabım ve on beş Twitter hesabım var.