Examples of using "Toestand" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un durumu daha da kötüleşti.
Burada, şehircilik esnek bir durumdur.
Onun durumu daha kötü olabilirdi.
Tom'un durumu daha karmaşık oluyor.
Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken
Durum günden güne kötüleşiyor.
O kritik bir durumda hastaneye geldi.
O araba hiç kuşkusuz korkunç bir durumda.
Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;
Serbest hareket eden bir sarkacı titreşim halinde tutmak için fazla enerji gerekmez.
- Rio de Janeiro devleti "kamu afet durumu" ilan etti.
- Rio de Janeiro eyaleti "malî OHAL" ilan etti.