Examples of using "Luistert" in a sentence and their turkish translations:
Tom dinliyor.
Hiç kimse dinlemiyor.
Herkes seni dinliyor.
Arada çok ince bir çizgi var.
Herhangi biri dinlemiyor mu?
Artık kimse dinlemiyor.
Tom'u kim dinler?
- O onu dinler.
- O onu dinliyor.
Tom müzik dinliyor.
Laurie müzik dinliyor.
Tom hiç kimseyi dinlemez.
Kimse beni dinlemiyor.
Hiç kimse bizi dinlemiyor.
Tom beni hiç dinlemez.
- Tom podcast dinlemekten hoşlanıyor.
- Tom internete kopyalanan yayınları dinlemeyi sever.
O bir kısa dalga radyo istasyonu dinliyor.
Herkes başkanı dinliyor.
O beni dinlemez.
Tom asla hiç kimseyi dinlemez.
O onu dinlemez.
- Beni hiç dinliyor musun?
- Beni hiç dinlemiyor musun?
Tom beni hiç dinlemez.
Tom gerçekten Mary'yi dinlemiyor.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
Tom klasik müzik dinlemeyi sever.
Hiç kimse beni dinlemiyor.
Tom sadece punk rock dinler.
Tom gerçekten birinin dinlediğini düşünüyor mu?
O, radyo dinlemeyi sever.
O, çay içer ve müzik dinler.
Nihayet hükümet insanları dinliyor.
- Tom gizlice dinliyor.
- Tom kulak misafiri oluyor.
Sığ sularda çırpınan somonların sesine kulak verir.
Tom seksenlerin müziğini dinlemekten hoşlanır.
Tom radyo dinliyor.
Bu Çinli adam Müslüman galiba. Kuran dinliyor.
Tom müzik dinlemeyi seviyor.
Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.
Odaklanmanı ve beni dinlemeni istiyorum.
Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.