Examples of using "Gewoonte" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir alışkanlık haline geldi.
O, eski bir Japon geleneği.
Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp
Noel'i kutlamak bir gelenektir.
Erken kalkmaya alışkındı.
Başını kaşıma alışkanlığı var.
John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.
Pornoyu alışkanlık haline getirdikten sonra...
Tırnaklarını yeme alışkanlığı var.
Tom çok et yerdi.
John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.
Bir kez oluşturulan kötü bir alışkanlıktan kurtulmak zordur.
Tuvalette okumak benim alışkanlığımdır.
- Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.
- O yemek süresince gazete okuma alışkanlığına sahiptir.
Ben bir çocukken babamla balık tutmaya giderdim.
Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.
Her yemekten sonra dişlerini fırçalama alışkanlığı edinmelisin.
Anneler oğullarına mastürbasyon yaparlarsa kör olacaklarını söylerdi.
Saat takmıyorum ama gençken takardım.