Examples of using "Brandt" in a sentence and their turkish translations:
Ahşap yanar.
Boğazım yanıyor.
Ahşap kolaylıkla yanar.
Soba yanıyor.
Orman yanıyor.
Bir şey yanıyor.
Ağaç yanıyor.
Kağıt kolaylıkla tutuşur.
Kağıt hızlı yanar.
- Alev yakıyor.
- Ateş yakar.
Gülme komşuna gelir başına.
Kuru ahşap iyi yanar.
Bu iyi yanacağı anlamına geliyor.
Sülfür mavi bir alevle yanar.
O galiba cehennemde yanıyor.
Bu bir süre daha yanmaya devam edecektir. Pekâlâ, içeri girelim.
Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.
Poposu yanan kişi kabarcıkların üstünde oturmak zorundadır.
Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.
Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.
Keman ve piyano arasındaki fark nedir? Piyano daha uzun süre yanar.