Examples of using "‘open" in a sentence and their turkish translations:
Açın!
Ağzınızı açın.
Açın.
Aç şu şeyi!
Kapıyı aç.
Gözlerini aç.
Gözlerini açık tut.
Pencereler açıktır.
Fermuarın açık!
Kuyumcu açık.
- Buzdolabı açıktır.
- Buzdolabı açık.
Gözlerini açık tut.
- Kapı açıktır.
- Kapı açık.
O kilitli değil.
Kaputu açın.
- Şişeyi aç.
- Şişeyi açın.
Bir pencere aç.
Ateş serbest!
Kalbini aç.
Pencereyi aç.
Kapıyı aç!
Pencereleri açın.
Pencereni aç.
- Açıl Susam!
- Açıl susam açıl!
Gözlerini aç!
- Pencereyi açıyor.
- O, pencereyi açıyor.
O, kapıyı açtı.
Gözlerini iyi aç.
Banka açık mı?
Okul pazartesi günü açılacak.
Kapı açıldı.
Kapıyı aç.
Fermuarın açık.
Dikkatli ol.
Senin çantan açık.
Ağzını açma.
Pencere açık mı?
Kapılar açık.
Mutfak kapısı açıldı.
Lütfen şişeyi aç.
Kitabevi açıktır.
Pencere açık.
Tatoeba açık kaynaklıdır.
- Ağzını aç!
- Ağzınızı açın.
- Kapıyı açık tutun.
- Kapıyı açık bırak.
Pencere açıktı.
- Kapı açıktır.
- Kapı açık.
Kapıyı açık bırak.
Lütfen pencereyi aç.
Onu açmayın, lütfen.
Buzdolabı kapısı açıktı.
Kapı açıktı.
Süpermarket açık.
O ne zaman açılır?
Buzdolabının kapısı açık.
Kapı açık kalır.
Pencerem açıktı.
Kapı açılmaz.
Kitabında sayfa dokuzu aç.
Dişçi "Ağzını aç" dedi.
Mağaza ne zaman açılıyor?
Tamam, bakın burası açıklık.
O, kapıyı çekerek açtı.
Çekmece açılmaz.
Restoran ne zaman açılır?
Pencereyi aç lütfen.
Kapı otomatik olarak açıldı.
Kapı şimdi açık.
Müze bugün açık mı?
Kapı şimdi açıktır.
O, kapıyı iterek açtı.
Süpermarket bu akşam açık mı?
Kapıyı açmayın.
O pencereyi açar.
Para bütün kapıları açar.
Ağzınızı geniş açın.
Kitabını açma.
Oradaki soyunma kabini boş.
Tom sıcak su musluğunu açtı.
- Bunu açamadım.
- Bunu açamıyorum.
O kapıyı çekerek açtı.
- Gözlerini açtı.
- Gözünü açtı.
Kale bugün açık mı?
Benim kapım her zaman açık.
Kafeterya açık mı?
Ben kapıyı açık bıraktım.
- Pencereyi açtım.
- Pencereyi kapadım.
Banka bugün açık mı?
Kapı açık değildi.