Examples of using "يُرى" in a sentence and their turkish translations:
Nadiren görülebilen bir suikastçı.
Türk müslümanları dışında görülmez
Ya hiç görülmemiş ya da nadiren şahit olunan bir şey.
Nasa'nın paylaştığı verilerde dünya'nın şeklinin geoit olduğu görülür
Tabi bu olaydan sonra hastane sayımızın yetersiz olduğu görülünce
Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.