Examples of using "البيانات" in a sentence and their turkish translations:
-tadımlık bir ham veri-
Size verileri göstereyim.
veri ve enformasyon --
anlamaya hazırlıklı değil.
Hesap tabloları tembeldir.
Blok zinciri örneğin:
Veri analizleri devam ediyor
bir istatistikçi olmanız gerekmediğini de biliyorum
Günümüzün en yeni verilerini
bir tarafta nasanın bize dayattığı veriler
bilimin ortaya koyduğu veri ise şu
Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar
hangi veriyi kullanırsanız kullanın.
geniş kapsamlı data,
Buna rağmen hayata zor bir başlangıç yapmış çocuklara
Bizim önemsediğimiz sorular "Veri teoriyi destekliyor mu?"
bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,
çünkü ortaya koyular veriler bana bunu düşündürtüyor
sadece tahmin edebiliyoruz bunu da daha önceki verilere dayanarak
en bilgilendirici verinin bu değişkenliği
bir ülkedeki bütün veri topluluğu yapısını;
Ardından bu verileri fosil kayıtlarına işledik
Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca,
Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu?
veri aynı zamanda muhalif teorilerle de uyumlu olabilir.
Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.
ve hava tahminlerinde uydulardan veri kullanıyor.
bunlar benim veri tabanımda var diyor
Biraz da beyinleri yakacak bilimsel verilere ne dersiniz?
Başka hiçbir kuruluş sizden tekrar bu bilgileri istemez.
bulunduğunu fark ettiğimde, ilgiden takıntıya dönüştü.
bu verilere göre belkide kıyamet artık çok yakın
Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.
uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:
Böylece bu veri göstergelerini analizimde kontrol amaçlı kullanabilecektim.
Nasa'nın paylaştığı verilerde dünya'nın şeklinin geoit olduğu görülür