Examples of using "يكرهون" in a sentence and their turkish translations:
Onlar Tom'dan nefret ediyorlardı.
"Fakir insanlar kentsel dönüşümden nefret etmiyorlar.
ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım
İlerlemenin sonuçlarından nefret etmiyorlar ama.