Translation of "التقدم" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "التقدم" in a sentence and their turkish translations:

تصبح آلية التقدم صامتة،

ilerleme makineleri sessizleşiyor,

‫حسناً، سنواصل التقدم للأمام.‬

Tamam, yola devam edelim.

‫لنتابع التقدم إلى الأمام.‬

Hadi ileri gidelim.

‫لذا دعنا نقرّر ونواصل التقدم.‬

Karar verip yola devam edelim.

لماذا لا يقدّر الناس التقدم؟

İnsanlar niçin ilerlemenin kıymetini bilmiyor?

لآخرين، فكرة التقدم غير مهمة.

Diğerleri için ilerleme fikri onları ürpertiyor.

كانت سرعة التقدم المغولي مخيفة

Moğol ilerleyişinin hızı korkutucuydu.

لذا ومع استمرار التقدم السريع للتكنولوجيا،

Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken

لكنّ هذا التقدم ليس مضموناً أبداً.

Ancak gelişme asla garanti edilemez.

أطفالنا ، شبابنا ، لا يمكنهم التقدم أبداً

bizim çocuklarımız gençlerimiz asla ilerleyemesin

لكن التقدم يبدأ من كل فرد منا.

ancak ilerleme her birimizle başlıyor.

‫يمكننا التخلص من هذا الطين‬ ‫ومواصلة التقدم.‬

bu çamuru silip yola devam edebiliriz.

و أدائهم بصورة مذهلة في التقدم الاقتصادي

ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni

فكرة التقدم هي ما يرعب الطبقة الثرثارة.

Sürekli tartışma yaratan bu grubun asıl derdi ilerleme fikrinin kendisi.

وفي حين أننا قد حققنا بعض التقدم،

ve epeyce ilerleme kaydetmiş olsak da

لا يمكن للفرسان التقدم أسرع من الهرولة.

Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.

إنها فقط مسألة إلى أي مدى نستطيع التقدم.

Bu sadece bizim ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizle alakalı.

ليس لأنهم يكرهون ثمار التقدم إذا جاز التعبير.

İlerlemenin sonuçlarından nefret etmiyorlar ama.

التقدم ليس قوة غامضة أو جدلية ترفعنا عاليا.

İlerleme bizi yükselten gizemli bir güç veya bir tartışma platformu değil.

‫الالتزام التام، ‬ ‫وواصل دائماً التقدم الإيجابي‬ ‫إلى الأمام.‬

Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.

وبعبارة أخرى ، شاركنا التقدم في الاتجاه الشمالي الغربي.

Yani bir diğer deyişle biz ilerlemeyi kuzey-batı yönüyle paylaştık

يمكن للمرء فقط التقدم والعودة في الوقت المناسب

Kişi sadece zamanda ileri ve geri ilerleyebilir

وهذه القدرة تصبح أفضل وأفضل مع التقدم في العمر.

ve bu yetenek yaşlandıkça iyileşmekteydi.

هو ما إذا كانت المنظومة التي أنشأناها لتعزيز التقدم

gelişimi teşvik etmesi için kurduğumuz sistemin

للاستمرار بتحقيق ذاك النوع من التقدم الذي اعتدنا عليه.

alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

إذا تحسنت مع الوقت، أي بعبارة أخرى "عملية التقدم"

Zaman içinde daha iyi oldularsa bunun ilerleme olduğunu kabul ediyorum.

توقف التقدم الفرنسي في لشبونة عند خطوط توريس فيدراس.

Fransızların Lizbon'daki ilerleyişi, Torres Vedras Hatları'nda durdu.

تقدم الرومان، لكن حنبعل منع رجاله من التقدم على العدو

Romalılar ilerliyor ancak Hannibal kuvvetlerini dizginleyip pozisyonunu koruyor.

سمح التقدم في المنظور والعمق الآن برسم صور أكثر واقعية

Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu

أثناء التقدم ضد النمساويين ، شجع جوميني ناي على تجاهل أوامر

hizmet etti. Avusturyalılara karşı ilerleme sırasında Jomini, Ney'i

في هذه المرحلة، أراد بعض القادة المخضرمين من الإفرنج وقف التقدم،

Bu noktada, bazı eski Fransız komutanlar saldırıyı durdurmak,

وكان بيرتييه من بين أولئك الذين حاولوا إقناع نابليون بوقف التقدم في سمولينسك.

ve Berthier, Napolyon'u Smolensk'teki ilerlemeyi durdurmaya ikna etmeye çalışanlar arasındaydı.

ولكن على الرغم من التقدم الناجح في البداية في ترانسيلفانيا، رومانيا يواجه بسرعة

Fakat başlangıçtaki başarılı ilerlemeye rağmen Transilvanya'ya girince, Romanya hızla bir

إنما يجب معالجة مشاكلنا بواسطة الشراكة كما يجب أن نحقق التقدم بصفة مشتركة

Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.

‫ثانياً، تابع السير دوماً إلى الأمام.‬ ‫التقدم الإيجابي إلى الأمام، ‬ ‫حتى عندما لا ترغب في ذلك.‬

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.

- علنا، أنا مؤمن بأن عليك الارتقاء في حياتك بجهدك الشخصي.
- لا أخفي موافقتي على أن التقدم في الحياة يجب أن يكون بجهدك الشخصي.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.