Translation of "حسنًا" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "حسنًا" in a sentence and their turkish translations:

حسنًا.

Peki.

حسنًا،

Peki.

حسنًا...

İşte...

حسنًا!

Pekâlâ.

حسنًا، أولًا...

Pekâlâ, öncelikle...

حسنًا عُمِلَ.

İyi bitti.

حسنًا، نتيجًة لذلك التفكير،

Bu düşüncenin sonucunda

سنقوم بتجربة صغيرة، حسنًا؟

küçük bir deney yapacağız, tamam mı?

حسنًا! لدينا آلية صوتية!

Bu konuda bir ses yaklaşımımız var.

حسنًا! سفينة محلّقة أخرى.

Bir diğer uçan araç.

حسنًا، هناك توجهان عامان:

Buna ilişkin iki genel yaklaşım var.

حسنًا، ليس بهذه السرعة.

O kadar hızlı değil.

حسنًا، ليس هناك الكثير.

Yani, pek bir şey yok.

حسنًا؟ كيف يحدث ذلك؟

Nasıl yani? İşe yarar mı?

"هلّا أغلقت الباب؟" "حسنًا".

"Kapıyı kapatmamın sakıncası var mı?" "Hayır hiç sakıncası ok."

قال الرجل "حسنًا." وخرج.

Adam da ''Tamam.'' demiş, dışarıya çıkmış.

حسنًا، كان أقرب لعام عسل.

Daha çok bir yıllık balayı gibiydi.

حسنًا، وماذا عن هذه اللحظة؟

Tamam, peki ya şu an?

حسنًا، بعد أن فكرت بورقتك،

Pekala, şimdi aklınızda bir kart olduğuna göre,

حسنًا، إليكم أداة أخرى للتنبؤ.

Tamam, bir araç daha.

حسنًا! هذه هي مغازلة العمل.

Burası da işle flört ediyor.

كيلي ستوتزل: حسنًا (جيكوب). رائع!

Kelly Stoetzel: Tamam Jacob. Vay canına.

نادين: حسنًا دكتور تومكنس، لنبدأ.

NHH: Pekala, Dr. Tompkins, başlayalım.

د. تومكنس: حسنًا، سأشرع بذلك.

MT: Pekala, giriyorum.

حسنًا، لم أتقبل ذلك الأمر.

Tabii ben de durumdan rahatsızdım.

حسنًا! أكلتُ نصيبي حتى شبعت.

ben kendi payımı yedim.

حسنًا، إنها تستخدم في أشياء متنوعة

Birçok alanda kullanılıyor;

حسنًا، وبالتالي، ما الذي لا أقوله

Peki, burada neyi söylemiyorum?

"حسنًا" قال أينشتاين، "لقد تغيرت إجاباتهم."

''Cevaplar değişti.'' dedi Einstein.

حسنًا، جزئيًا، إنه بسبب القصور الذاتي،

Kısmen adalet yüzünden

حسنًا، دعني أعرفك على صديقتي كايلا.

Şimdi size arkadaşım Cayla'yı tanıtayım.

حسنًا! هذه هي جمجمة بشرية حقيقية.

Bu gerçek bir insan kafatası.

حسنًا! يعزف هذا المبنى لحن الشفافية.

Burası şeffaflıkla dans ediyor.

حسنًا، كان البروفسور "بانجلوس" شخصًا متشائمًا.

Aslına bakarsanız Profesör Pangloss kötümserdi.

حسنًا، يمكن أن يعني خسارة وظيفتك،

İşinizi kaybetmeniz anlamına gelebilir,

حسنًا، اود أن أشارك قصةً معكم.

Sizinle burada bir hikâye paylaşmak istiyorum.

حسنًا، بالعودة إلى تدريسي في المستشفى،

Benim eğitim hastanemde,

حسنًا ، هناك مساحة هناك ، وسنقوم بتسلقها.

Peki uzay orada ve biz ona tırmanacağız.

حسنًا ، من الواضح أنه خيال كامل.

Biliyorsun, belli ki tam bir kurgu.

‫وقلت: "حسنًا، الأمر جنوني للغاية الآن."‬

"Bu kadarı artık delilik." dedim.

حسنًا، لقد فكرت لوقت طويل بهذا الأمر.

Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.

حسنًا إننا نجد هذا عند أغلب الديناصورات.

Bunlardan dinozorların büyük bir çoğunluğunda bulunuyor.

حسنًا، يبدو أنه قد أصبح جليًّا بشدة

Acı verici şekilde apaçık ortada ki

حسنًا، في البداية، علينا أن ندرك المحرّضات

Her şeyden önce, bizi daha az hissettiren bu tetikleyicilerin

قال: "اه، حسنًا، إذًا فدوار الدراجة مكسور."

"O zaman aynakolu eğrilmiştir."

حسنًا، مسموح لي أن أُعبر عن غضبي.

Öfkemi ifade etmeme izin verilirdi.

حسنًا، جيل الألفية، هذا ما تعلمته عنا.

Pekala, sırada Y jenerasyonu. Bunlar bizim hakkımızda öğrendiklerim.

حسنًا، ربما كان تنظيف المحيط عديم الجدوى.

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

(ديفيد): حسنًا، فكما تعرف هناك بعض الشكوك

DB: Tahmin edeceğin üzere buna karşı büyük bir şüphe var

حسنًا ، كنا خائفين من سبب إخبارنا بذلك

iyide bunu neden bize anlatıyordunuz korkuyorduk biz

حسنًا ، لقد تأخرنا ، أخبرهم كيف سيحدث الزلزال.

yahu tamam anladık geç artık bunları deprem nasıl olur onu anlat

‫ثم يفكّر السلطعون قائلًا: "حسنًا، الوضع آمن".‬

Sonra yengeç "Her şey yolunda." diye düşünerek

حسنًا، أعتقد أن طبيعة العلاقات قد تغيرت جذريًا

Bence son 30 yılda ilişkilerin doğası

حسنًا، أود اليوم أن أتكلم عن الابطال والأشرار.

Bugün size kahramanlar ve kötülerden bahsetmek istiyorum.

حسنًا، هذا هو ما يسمى تحيز الإدراك المتأخر.

İşte buna geri görüş ön yargısı denir.

حسنًا، فما نحتاج إليه واضح جدًا بالنسبة لي.

Yapmamız gereken benim için oldukça açık.

حسنًا، أول فرضية في اقتصاد الليبرالية الحديثة هي

Bir numaralı neoliberal ekonomi varsayımı:

وقالت: "حسنًا، الآن تعلمين بأنك جلبتي امتيازك معكِ،

O da dedi ki: "Ayrıcalığını yanında getirdiğini bildiğine göre,

حسنًا، يتم تعريف الضوضاء بالأصوات غير المرغوب فيها،

Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır

حسنًا، دعونا نتحدث عن أداة أخرى للتنبؤ بالمستقبل.

Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.

حسنًا، يحملُ بعضكم اليوم جزءًا من ذلك الحل:

Bir kısmınız çözümü bugün yanınızda taşıyorsunuz:

الطبيب الثاني: حسنًا، تحتاج للحصول على هامش 3.5.

2. Doktor: Tamam, 3,5'lik bir açı alman lazım.

حسنًا ، هل سيكون القرار الخطأ إذا بقي كمتحف؟

peki, müze olarak kalsa yanlış karar mıydı?

حسنًا ، لقد وجدوا عقابهم ولكن العمل ليس هناك

İyi tamam cezalarını buldular da eser ortada yok

حسنًا ، لا نعرف لغة النملة ، فلنغلق هذا الآن

tamam tamam biz karınca dilini bilmiyoruz bunu kapatalım şimdi

حسنًا ، هذا هو حس الفكاهة السيئ بالنسبة لك!

Bu senin için kötü bir mizah anlayışı!

يقول "لقد كانت مزحة جيدة" ، "حسنًا ، سوف نتركك".

"Çok güzel bir şakaydı" diyor, "peki, seni bırakacağız".

‫فكّرت قائلة:‬ ‫"حسنًا، نجوم البحر الهشة تسرق طعامي."‬

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

أعني، لقد أبليت بلاًء حسنًا في نيتفليكس، أنت بليونير،

Netflix'le inanılmaz işler yaptın, milyardersin

حسنًا ، يمكن لجميع الكائنات الحية تقريبًا حمل وإنتاج الفيروسات ،

peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken

حسنًا ، كيف يمكن أن تبقى القداسة بدون علمنا بالبنية؟

peki, yapıdan haberimiz olmadan kutsallık günümüze kadar nasıl gelebilmişti?

حسنًا، لقد تحول هذا إلى مطعم بمثابة ساحة تدريب

Pekala bu, gelecekteki restoran sahipleri için tüm tehlikelerin

حسنًا ، هل يتوقف ترامب على الإطلاق؟ بالطبع لا يتوقف

peki, Trump hiç durur mu? tabi ki de durmuyor

‫وكأنها تقول:‬ ‫"حسنًا، أثق بك. أثق بك أيها البشري.‬

"Tamam, sana güveniyorum. Sana güveniyorum insan.

حسنًا، هذه بعض الأمثلة عن كيفية تأثير بعض الألوان علينا.

Bunlar, bazı renklerin bizleri nasıl etkileyeceğinin birkaç örneği.

حسنًا، الإجابة الصحيحة هي أنني أبلغ من العمر 43 عامًا،

Evet, gerçek şu ki 43 yaşındayım.

حسنًا ، الهدف من هذه اللعبة هو مساعدة المافيا للقيام بالمهام

yahu iyi de bu oyunun amacı görevler yapmak mafyaya yardım ediyorsun

المُحاوِرة: حسنًا، نيك، أنا مُتأكدة من أنك تتلقى هذا السؤال كثيرًا.

Moderatör: Nick, eminim bu soruyu çok fazla duyuyorsundur.

‫يفكّر فيما هو أكثر من الطعام.‬ ‫حسنًا، طوبى له على إصراره.‬

Aklında yemekten fazlası var. Eh, ısrarcılıktan tam puan aldı.

حسنًا ، لم يكن هناك شيء من هذا القبيل في الحياة الحقيقية

peki gerçek hayatta hiç mi böyle bir şey yoktu

حسنًا ، إذا واصلنا المزيد ، أعتقد أننا سنذهب إلى مستشفى الأمراض العقلية

tamam yeter biraz daha devam edersek sanırım akıl hastanesine gideceğiz

حسنًا، كما قلت بالنسبة إلى إخفاقي بشأن الكوكب الذي كنتُ أبحث عنه،

Sözde gezegeni araştırdığım hikayeyi anlatırken belirttiğim gibi

وقُلت،"حسنًا،هل يمكن لأحد أن يقوم بنظام توصية أفضل من هذا؟

"Hey sahip olduğumuz başarıdan daha iyisini yapabilecek var mı?

ويقول الناس "حسنًا ، لا يمكنك الاعتماد على هؤلاء في التاريخ ، إنهم خيال!"

Ve insanlar "pekala, bunlara tarih için güvenemezsin, onlar kurgu!" Diyorlar.

حسنًا ، الكثير منها عبارة عن خيال ، وبعضها من القصص الخيالية ، ويمكنك اختيار

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

حسنًا ، هذه هي الطريقة التي تسير بها الأمور ، سيكون علينا فقط محاربتها.

Oh pekala, işte böyle gidiyor, sadece onunla mücadele etmemiz gerekecek. '

حسنًا، علمت أنني أردت شخصيتي أن تكون شخصية رجل حقيقي كما كان والدي.

Tıpkı babam gibi karakterimin adam gibi adam olmasını istiyordum.

حسنًا ، كان هناك قطع رأس جماعي كما هو موصوف في الملحمة ، علاوة على ذلك ،

Tamam, yani destanda anlatıldığı gibi kitlesel bir kafa kesimi vardı

إنهم يعبرون عن نوع من ... الموقف غير المؤسف ، لكنه نوع من الأسى: "نعم ، حسنًا ،

Bir tür… pişmanlık duymayan bir tavır sergiliyorlar, ama bu biraz üzücü: 'Evet,

حسنًا ، قد تقول ، وضع حدًا للأفكار التي تقول إن إنجلترا يمكن غزوها من قبل النرويجيين

İngiltere'nin Norveçliler, Danimarkalılar veya Vikingler tarafından fethedilebileceğine dair fikirlere bir son verebilirsiniz diyebilirsiniz

‫ومن ثم رأيت‬ ‫أن كلا الحيوانين مسترخيان للغاية‬ ‫وأدركت وقلت لنفسي:‬ ‫"حسنًا، بدأ التزاوج الآن."‬

İki hayvanın da oldukça sakin durduğunu fark edince "Evet, şimdi çiftleşme başlayacak." dedim.

‫"حسنًا، هذه هي الحيوانات التي تقتلها."‬ ‫لذا، أبحث عن الحيوانات المقتولة،‬ ‫بعض العلامات، حفر في الرمال،‬

"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.

هارولد هاردرادا ، لا يمكنك إلا أن تقول حسنًا ، لقد مات مثل الفايكنج ، وهو يلقي النكات ، ويؤلف القصائد ، وينتقد

Harold Hardrada, sadece iyi söyleyebilirsin, bir Viking gibi öldü, şakalar yaptı, şiirler yaptı,