Translation of "أول" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "أول" in a sentence and their turkish translations:

أول شيء،

Öncelikle,

أول محطة سوريا.

İlk durağımız Suriye.

أول عبادة زوسار

ilk pramitimiz zosar pramit'i

كانت أول فكرة

Benim ilk düşüncem ise;

هذا أول إعتراض كالآتي:

İlk itiraz şu şekilde,

أول سؤال طرحته كان:

Sorduğum ilk sorulardan bir tanesi şuydu:

‫حسناً، أول شيء: الفراش!‬

Pekâlâ, ilk şey: Döşek!

لم تكن أول مرة.

Bu ilk kez değildi.

"أول شخص يصيبه نيزك.

'İlk kez bir göktaşı çarptı.

أهذا أول امتحان لك؟

Bu senin ilk sınavın mı?

سأقرأ أول اقتباس فقط:

ilkini okuyorum:

أول ما فكروا فيه كان:

Ve ilk düşündükleri:

بيوولف؟ أول ملحمة باللغة الإنجليزية

Beowulf? İngilizce ilk epik eser,

أول أملي الحاد في الحياة.

Hayatta hatırladığım ilk keskin umudum.

وعقدنا أول اجتماع مجالس إدارة.

İlk yönetim kurulu toplantımızı yaptık.

يريد شراء فندق أول شيء

ilk iş olarak bir otel satın almak istiyor

هل هذه أول زيارة لك؟

Bu sizin ilk ziyaretiniz mi?

الآن، أول تمرين كان هكذا:

Şimdi ilk alıştırma şuydu:

كم منا يتوقف بعد أول محنة؟

Kaçımız ilk ufak zorluktan sonra pes ediyoruz?

في أول أيامي في منصبي هذا

Ofisteki ilk günümde

حصلت على أول تجربة أداء احترافية

ilk profesyonel seçmeme katıldım.

تحدث في أول ثلاثة أيام بالسجن،

hapsedilmeyi takip eden ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor

هذه هي أول وآخر شريحة عرض،

İşte bu slayt, son 15 yıldaki,

سميحة إس هي أول مصورة حرب

Semiha Es ilk kadın savaş fotoğrafçısı

Müfide İlhan هي أول عمدة أنثى

Müfide İlhan ilk kadın belediye başkanı

سامية كايد مركايا أول متسابقة سيارات

Sâmiye Cahid Morkaya ilk kadın otomobil yarışçısı

Nüzhet Gökdoğan هي أول أكاديمية فلكية

Nüzhet Gökdoğan o bir gök bilimci ilk kadın akademisyen

أول من يعبرها منذ ديونيسوس نفسه.

Dionysos'un kendisinden beri geçen ilk kişi.

التقيتها صدفة في القطار أول أمس.

Evvelsi gün tesadüfen trende ona rastladım.

يناير هو أول شهر في السنة.

Ocak yılın birinci ayıdır.

إنها لم تكن أول مرة يفعلوها.

Onların yaptığı ilk kez değildi.

سيطير من أول القاعة إلى آخرها،

salonun başından sonuna kadar uçacak,

سأتذكر دائما أول مرة رأيتها فيها.

Onu gördüğüm ilk zamanı hep hatırlayacağım.

غدا هو أول يوم عمل لي.

Yarın ilk iş günüm.

هل هذه أول زيارة لك للمدينة؟

Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?

أول قلب اصطناعي دائم بيوتا سنة 1982،

1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında

وتلك هي الحروف الهندية، أول ما نتعلم.

bu öğrenmemizin başladığı Hint alfabesi.

لأنها كانت أول مسابقة لهم في حياتهم.

bu yarışmaya gelip başvurdular.

دعوني أخبركم قصة حول تجربة أول مسابقة.

İlk Popstar ile ilgili bir deneyim hikâyesi daha anlatayım.

اللاعبين هم أول من يكتشفون التكنولوجيا الجديدة.

Oyun severler teknolojideki keşiflerin genellikle öncülüğünü yapıyorlar.

ولذا فقد قمنا بإنشاء أول تعاون لنا،

İlk işbirliğimizi yapmıştık

كان فاتح بورتاكال من أول من زاروه

onu ilk ziyarete gidenlerden biri de Fatih Portakal'dı

أول رجل يكمل ماراثون أقل من ساعتين.

Bir maratonu 2 saatin altında koşan ilk insan.

هل هذه أول زيارة لك إلى اليابان؟

- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Bu, Japonya'ya ilk ziyaretiniz mi?

هذه أول مرة أقرأ فيها الكتاب المقدس.

Bu, incili ilk kez okuyuşum.

كم كان عمره في أول صورة له

O, ilk fotoğrafta kaç yaşındaydı?

يوم الأحد هو أول يوم في الأسبوع.

Pazar haftanın ilk günüdür.

أنتَ لستَ أول من يفعل هذا الخطأ.

Bu hatayı yapan ilk kişi değilsin.

أهذه أول مرة تأكل فيها الطعام الياباني؟

İlk kez mi bir Japon yemeği yiyorsun?

حسنًا، أول فرضية في اقتصاد الليبرالية الحديثة هي

Bir numaralı neoliberal ekonomi varsayımı:

‫وافتتح في 1972 أول حديقة أفاعي في البلاد.‬

ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

أول امرأة أفريقية تحصل على جائزة نوبل للسلام،

ve Nobel Barış ödülünü alan ilk Afrikalı kadın

شاركتُ في أول احتجاج طلّابي في عام 2007،

Başkan en önemli haber ağlarından birini kapatınca

‫لا بد وأن تحبها.‬ ‫هذه أول مرة لي.‬

Buna bayılmamak elde değil. Bu bir ilk.

كل هذه الأشياء راودت الفكر البشري أول الأمر.

Hepsi ilk olarak insanların akıllarında tasavvur edildi.

في الحقيقة أعتقد أن أطفالي سيكونون أول الفايكنغ

Doğrusu sanıyorum çocuklarım büyüdüklerinde

كانت أول مرة ألتقي فيها بأحد هذه الروبوتات

Bu robotlardan biriyle ilk tanışmam

‫ستكون هذه أول مرة‬ ‫تغادر فيها الجراء العرين.‬

Yavrular ilk defa yuvalarından çıkacak.

‫هذه أول مرة تتذوق فيها هذه الجراء اللحم.‬

Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.

وأصبح نيل أرمسترونج أول شخص تطأ قدمه القمر

Ve Neil Armstrong Ay'a ilk ayak basan insan oldu

هذا هو أول دليل على الحياة في Göbeklitepe

yani göbeklitepe yerleşik hayata geçmenin ilk kanıtı

صنع Apple-2 ، أول جهاز كمبيوتر شخصي خلفه

Arkasından ilk kişisel bilgisayar olan Apple-2'yi yaptı

وكان أول صاروخ موجه بعيد المدى في العالم.

Bu, dünyanın ilk uzun menzilli güdümlü füzesiydi.

كانت أول مواجهة صادمة لأوروبا الغربية مع الفايكنج.

Batı Avrupa'nın Vikinglerle ilk travmatik karşılaşmasıydı.

فلنعد بالزمن إلى أول لحظة في عمر الكون

Evrenin oluştuğu ilk ana dönelim

هل تذكر الليلة التي تقابلنا فيها أول مرة؟

İlk tanıştığımız zamanki geceyi hatırlıyor musun?

إنها لم تكن أول مرة, ولن تكون الأخيرة.

Bu ilk kez değildi ve son kez de olmayacak.

أصبحت تايوان أول دولة آسيوية تقنن زواج المثليين.

Tayvan, eşcinsel evliliği resmi kılan ilk Asya ülkesi oldu.

هل تذكر اليوم الذي تقابلنا فيه أول مرة؟

İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

هل تعرفون ما هي أول رابطة مهنية واجتماعية تأسست؟

mesleki ve sosyal birlik nedir biliyor musunuz?

كانت أول علامة تجارية مسجلة هي بيرة باس (Bass)،

İlk tescilli marka Bass Ale idi

نجحت أول مسابقة نجاحاً كبيراً، ثم أقمنا ثاني مسابقة.

Birincisi acayip başarı kazandı sonra ikincisini yapmaya başladık.

‫هذا هو أول شيء.‬ ‫ثم سنشعل ناراً صغيرة هنا.‬

İlk yapacağımız bu. Sonra küçük bir ateş yakacağız.

لقد قمنا ببناء أول نموذج طابعة ذات ذكاء طبي.

ilk IntelliMedicine prototip yazıcıyı yaptık.

على نهر تاجة، حقق حنبعل أول نصر كبير له

Hannibal ilk büyük zaferini Tagus Nehri'nde kazanmıştı.

وهذه هي أول مرة أشارك فيها ما قمنا باكتشافه.

ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum.

أصبح رائد الفضاء يوري غاغارين أول رجل في الفضاء.

Yuri Gagarin, uzaydaki ilk insan oldu.

برمجتُ أول لعبة حاسوب لي في سن الثانية عشر.

Ben ilk bilgisayar oyunumu on iki yaşındayken programladım.

أول استخدام لي للحاسوب كان منذ 40 سنة خلت.

Ben ilk kez yaklaşık 40 yıl önce bilgisayar kullandım.

في أول لوحة، قمت بتغيير الألوان التي تظلل اللوحة كاملةً.

İlkinde, bütün resme hükmeden rengi değiştirdim.

إنها أول مرة يتم استخدام هذا التعبير على مسرح TEDx.

Bu ifade TEDx sahnesinde ilk kez kullanılıyor.

ذهب إلى سوريا في أول مهمة له كنقيب أركان حرب

kurmay yüzbaşı olarak ilk kıta vazifesine Suriye’ye gidiyor

فإن أول شيء يفعله هو فحص ما تحت غطاء الموتور.

yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur

جميع من في هذه القاعة، قد شاهدوا أول نجم غناء

Bu salonda hepiniz ilk Popstar'ı kuşkusuz seyretmişsinizdir.

‫حسناً، أول ما سنفعله‬ ‫هو أن نحفر حفرة صغيرة هنا.‬

Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.

‫وُضع أول عش قبل شهرين تقريبًا،‬ ‫وبدأت البيوض تفقس الآن.‬

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

تم إطلاق أول طاقة عند حدوث كسر في قاع المحيط

okyanus tabanında bir kırılma meydana geldiğinde ilk enerji açığa çıktı

كان طياره الكبير إد وايت ، أول أمريكي يسير في الفضاء.

Kıdemli pilotu, uzayda yürüyen ilk Amerikalı olan Ed White'dı.

أول شيء يعرفه النرويجيون عنه هو رؤية بريق الأسلحة يقترب.

ve Norveçlilerin bildiği ilk şey yaklaşan silahların parıltısını görmekti.

هنا شخص بسبب أول حديث له، يتوتر كثيرًا بالقدر الذي...

Burada kişinin ilk konuşması olacağı için o kadar çok heyecanlanıyor ki

كان أول ما لفت انتباهه هي بصمة الإصبع على الزجاج.

Onun gözünün takıldığı ilk şey camdaki bir parmak iziydi.

هل تذكر اليوم الذي تقابلنا فيه أنا وأنت أول مرة؟

- Seninle benim ilk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun?
- İkimizin ilk buluştuğu günü hatırlıyor musun?

انظروا، أنا لم أصدق هذا عندما سمعته أول مرة. ظننتهم يمزحون.

Bakın ben bunu ilk duyduğumda inanmadım. Şaka yaptıklarını zannettim.

باعتبار أن أول علامة تجارية مسجلة كانت عبارة عن مشروب كحولي.

insanlığımız hakkında söylediklerini merak ediyorum.

بالتاكيد رأيتم أول تصفية في إزمير، جاء حوالي سبعة آلاف شخص.

Mutlaka görmüşsünüzdür İzmir'de ilk elemeye yedi bin kişi filan geldi.

أصبحت هذه القوات أول "الحلفاء الإيطاليين" الذين ينشقون وينضمون إلى حنبعل

Bu askerler, İtalyan müttefiklerden Hannibal'a katılanların ilki olmuştu.

سيكون بورمان ولوفيل وأندرس أول رواد فضاء يركبون زحل الخامس العظيم.

Borman, Lovell ve Anders, güçlü Satürn V'e binen ilk astronotlar olacaktı

على أول جبل في حياتنا، عنما تكون ستنطلق من أجل حياتك المهنية.

Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken

بعد أسابيع قليلة ، أطلقت الولايات المتحدة أول رائد فضاء لها ، آلان شيبرد.

Sadece haftalar sonra, Amerika Birleşik Devletleri ilk astronotu Alan Shepherd'ı başlattı.