Translation of "يستحيل" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يستحيل" in a sentence and their turkish translations:

- يستحيل إنهاء التقرير في أسبوع.
- يستحيل إنهاء التقرير في غضون أسبوع.

Bir haftada raporu bitirmek imkansız.

ولكن يستحيل تخيل السيناريو الثاني،

ama ikincisi çoğu zaman hayal bile edilemez

فسننتقل من مشكلة يستحيل حلها لمشكلة يمكن حلها.

bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.

‫قبل أقل من نصف قرن،‬ ‫كان يستحيل رؤيتها هنا.‬

Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.

يستحيل ذلك. لكنّني كنت لأعيش مثله، بحالة يأس لمعرفة من يسرق مني.

Bu olacak şey değil ama onun gibi yaşar, kim beni soyacak diye dertlenirdim.

مما يعني أن كل هذه البرامج سوف يستحيل الإبقاء عليها إذا انخفضت أسعار النفط

Bu durum, petrol fiyatlarının düşmesi durumunda, tüm bu programların sürdürülememesi demekti

لا، يستحيل أن أجمع ذلك المبلغ. لا أستطيع جمع مبلغ كهذا. كنت لأنفقه قبل أن يصل إلى جيبي.

Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.

الأعداد الأولية مثل الحياة، منطقية تمامًا، لكن يستحيل إيجاد القواعد لها، حتى لو أمضيت وقتك كله تفكر فيها.

- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.