Translation of "حلها" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "حلها" in a sentence and their turkish translations:

فسننتقل من مشكلة يستحيل حلها لمشكلة يمكن حلها.

bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.

حقاً لا يمكن حلها.

Gerçekten çözülemez.

فهُم يعملون على حلها.

çözmekle meşgul olurlar.

وتركيز انتباه الشرطة على حلها،

ve polislerin dikkatini çözmeye odaklayarak

كنا نحاول حلها باستخدام طريقة المحاولة والخطأ

biz deneyerek dene yanıl yöntemiyle bunları çözüyorduk

المشاكل التي علينا حلها هي في غاية الصعوبة

Bazen çözmemiz gereken sorunlar basitçe çok, çok zordur.

لأنني خبير في إحدى المشاكل التي يصعب عليهم حلها:

çünkü ben onlara çözülmesi imkansız görünen bir problemin uzmanıyım:

والحلول تخلق مشاكل جديدة والتي يجب حلها في المقابل.

ve çözümler de sırası geldiğinde çözümlenecek yeni sorunlar doğurur.

اليوم، يحاول ثمانية خبراء حل هذه المشكلة ولا يمكن حلها.

Bugün sekiz tane uzman bu olayı çözmeye çalışır ve çözülemez.

‫لكن من الصعب البقاء على تواصل‬ ‫في ظل صخب ليالي الأدغال.‬ ‫لم يُكتشف حلها في التواصل إلا مؤخرًا.‬

Fakat yağmur ormanının gece gürültüsünde iletişim kurmak zor. Kolugo'nun buna çözümü daha çok yeni keşfedildi.