Examples of using "ميدان" in a sentence and their turkish translations:
şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik
Gördüğünüz gibi orada bir meydan var.
bağırarak, "Sibirya'da korkaklar ölecek, cesurlar onur tarlasında ölecek!"
birkaç dakika önce Times Meydanı'ndan buraya geldiğinizdeki bedenler değiller.
“Mareşal bu sabah namus sahasında aldığı yaralardan öldü.