Examples of using "نزعة" in a sentence and their turkish translations:
Bu, yalnızca inandığımız şeyleri
Bilişsel ön yargının, düşüncelerimizi doğru bir yargılamanın uzağında bırakan
Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.