Examples of using "مشاركة" in a sentence and their turkish translations:
ön yargılardan, kalıplardan ve hatalardan arınmış hâlde değil.
Sierra Leone nasıl dijital ekonomide yer alabilir,
senin çocuklarının görüntüleri bir yerde paylaşılacakmış!
Bunu üç çelişki paylaşarak yaptım:
kişisel bilgilerimizi daha fazla paylaşma heveslisi olabiliyoruz.
Benim sınıfımda sadece bir dersi paylaşmak değil daha fazla şeyi ifade ediyor...
ES: Peki Cohh, acaba buradaki TED seyircisiyle
aynı zamanda öğretmen ekranındaki bir şeyi öğrencilerle paylaşabiliyor
evliliğin paylaşılmasına ilişkin bir sözleşme anlaşması olarak inisiyatifini çağırdı