Examples of using "متوفر" in a sentence and their turkish translations:
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
Bu video ülkenizde kullanılamıyor.
o su kütlesi denizlerde mevcut değil
Her toplumda her inanışta neredeyse mevcuttur
Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
Elimizde olanı mı yiyelim, yoksa daha doyurucu bir şey mi arayalım?