Translation of "مجتمع" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "مجتمع" in a sentence and their turkish translations:

مجتمع يحتوي ويدعم،

onları içine alan ve destekleyen bir toplum yaratmaya

"مجتمع بدون فن هو مجتمع فقد أحد شرايين الحياة"

“Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”

ويصبح لديكم مجتمع يدعمكم.

ve sizi destekleyen bir halk olur.

سواءً كأفراد أو مجتمع،

hem bireysel olarak hem de toplum olarak,

نحن نعيش في مجتمع.

Bir toplumda yaşıyoruz.

ما تعلمته عن مجتمع Twitch؟

Twitch'deki topluluğun hakkında öğrendiklerini paylaşabilir misin?

يتشكل مجتمع في ١٠ أيام،

10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,

نشأ سامي في مجتمع مسلم.

- Sami Müslüman bir ortamda yetişti.
- Sami Müslüman bir toplumda büyüdü.

لتلبي احتياجات مجتمع القرن الحادي والعشرين.

modern bir patent sistemi yaratabiliriz.

‫في مجتمع المكاك، تتكون الصداقات بالعناية.‬

Makak topluluklarında arkadaşlıklar bakım yaparak kurulur.

أي مجتمع أصبحنا ، أصبحنا محبين للمافيا

nasıl bir toplum olduk da mafyaları sever hale geldik

كان هناك مجتمع في العصور القديمة

çok eski zamanlarda bir topluluk vardı

في مجتمع فيه المرأه دائما محور الموضوع،

şiddetin yüceltildiği ve uyuşturucunun övüldüğü bir kültür olan

‫بحسب منظمة‬ ‫"مجتمع حماية الحياة البرية الهندية"،‬

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

أعلم بأننا نعيش الآن في مجتمع رأسماليّ،

Kapitalist bir toplumda yaşadığımızı

تقريبا متوفر في كل دين في كل مجتمع

Her toplumda her inanışta neredeyse mevcuttur

أيُ مجتمع غير مستنيرٍ بفلاسفته هو مخدوعٌ بالدجالين.

Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.

في مجتمع يهدف الى جعل الناس غير قابلين للتغير.

küçümsemeye çalışan bir toplumda siyasi bir davranıştır, bir başkaldırıdır der.

قلت: "حسناً، في هذه الحالة، البدء مع مجتمع مؤمن

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

نشأ سامي في مجتمع مسلمي صغير في أوروبا الشّرقيّة.

Sami Doğu Avrupa'daki küçük bir Müslüman toplulukta büyüdü.

والأطفال 142 الآخرين المصابين بشيخوخة مبكرة وجميع مجتمع الشيخوخة المبكرة.

ve tüm Progeria topluluğu için bir farklılık yaratmayı umuyorum.

- نشأت ليلى في مجتمع محافظ.
- نشأت ليلى في بلدة محافظة.

Leyla muhafazakar bir toplumda büyütüldü.

- ولد سامي في بلدة ريفيّة.
- ولد سامي في مجتمع ريفي.

Sami kırsal bir toplulukta doğdu.

الثقافة هي مجموعة من القيم اليومية التي نعيش بموجبها. إنّها جزء من عملية بناء مجتمع أفضل.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

نريد أن نوصل أدوات اللغة إلى المرحلة التالية. نريد أن نرى إبداعات في مجال تعليم اللغات. ولا يمكن لهذا أن يحصل بدون مصادر لغوية متاحة للجميع والتي لا يمكن بناؤها بدون مجتمع والمجتمع لا يمكنه المساهمة بدون منصات فعّالة.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.