Translation of "كثير" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "كثير" in a sentence and their turkish translations:

هذا كثير.

O çok fazla.

توم كثير الكلام.

Tom çok geveze.

كنت كثير النّسيان.

Eskiden unutkandım.

ستواجهك كثير من الصعوبات.

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

لقد أصبحت كثير النّسيان.

Ben unutkan oluyorum.

ثمّة كثير من الناس يحبونك

Bizi sevecek bir sürü insan

كثير من الناس في المنزل

Bir çok insan evinde

بين الإخوة كثير من التوتر.

Kardeşler arasında çok gerginlik var.

كثير من الناس يقومون بذلك.

Çoğu insan bunu yapar.

أكيد لديك كثير من الأسئلة.

Kesinlikle çok sorun var.

توم كثير الاهتمام بالميثولوجيا اليونانية.

Tom Yunan mitolojisi ile gerçekten ilgileniyor.

أنت كثير النّسيان، أليس كذلك؟

Oldukça unutkansın, değil mi?

‫تثير كثير من المغذيات في الأعماق‬

dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın

‫كثير من الحيوات هنا تنشط ليلًا.‬

Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.

كثير من أطفالك سيكون مرتبطًا بأبنائي.

Çocuklarınızın çoğu kendimle ilişkili olacak.

شارك كثير من الطلاب في المسابقة.

Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.

- إنك تتكلم كثيراً.
- أنت كثير الكلام.

Çok fazla konuşuyorsun.

- جورج كثير الكلام.
- جورج ثرثار جداً.

- George oldukça gevezedir.
- George hayli geveze.

يمكنني أن أتمتّع كثير باللعب لمفردي.

Sadece kendi kendime oynarken çok eğlenebilirim.

في الشتاء، يتساقط كثير من الثلج.

Kışın çok kar yağar.

- كثير من الشباب يميلون إلى ارتكاب الأخطاء نفسها.
- كثير من الشباب يميلون إلى ارتكاب الأخطاء ذاتها.

Birçok genç erkek, aynı hataları işleme eğilimindedir.

كثير من الرجال مثل صديقي لويس يقولون

Birçok erkeğe göre, arkadaşım Louis gibi,

‫في كثير من الأحيان تنتهي القصة هنا ،‬

en ağır hâldedirler.

وفي كثير من الأحيان ينصب عليهم السماسرة.

dolandırıcılar tarafından sık sık kandırılırlardı.

‫كثير من الصبار لا يزهر إلا ليلًا.‬

...pek çok kaktüs sadece gece çiçek açar.

هو حلم كثير من الناس في المجتمع

toplumda bir çok kişinin hayalidir

مزعج حتى. كثير من الناس يشعرون بالتوتر.

Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.

تعلن كثير من الشركات منتجاتها على التلفزيون.

Birçok şirket ürünlerini TV'de tanıtır.

في كثير من الحالات الهيب هوب أفشل مجتمعات.

Çok kez, hip-hop kendi insanlarını yüzüstü bıraktı.

‫يوصف في كثير من الأحيان‬ ‫بالشيطان والأرواح الشريرة.‬

Şeytani ve kötü ruhları çağrıştırıyorlar.

أرقص في كثير من الليالي في نوادي السالسا.

salsa kulüplerinde sabaha kadar dans ederdim.

‫وبازدياد برودة الليل،‬ ‫تتوقف كثير من وظائفه الجسدية.‬

Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.

إذا كانت الكذبة كافية في كثير من الأحيان

eğer bir yalanı yeterince sıklıkla

طمع الإنسان يهدد حياة كثير من الأنواع الحية.

İnsan açgözlülüğü birçok türün varlığını tehdit ediyor.

لقد أمضيت كثير من الساعات السعيدة منبهرة بحركة الكسلان

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

‫كثير من العث‬ ‫يعيش لبضعة أيام فقط بعد بلوغه.‬

Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.

‫ومصدر طعام كثير من المخلوقات البحرية.‬ ‫من صغار السمك...‬

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

لذا، لدينا كثير من أوجه التشابه في جميع أنحاء العالم،

Tüm dünyada çok fazla benzerlik paylaşıyoruz,

كثير من الناس لم يروا الفرق بين الإسلام والثقافة العربية

Bir çok kişi İslamiyet ile Arap kültürü arasında ki farkı görememiştir

‫لديّ مياه هنا...‬ ‫ليس لديّ طعام كثير، ولكنني أحضرت لك هذا.‬

Burada su da var. Çok yiyecek yok ama sana bunu getirdim.

والتي في كثير من الأحيان لا نأخذها كما هو منصوص عليها.

genelde bize yazıldığı gibi kullanmıyoruz.

‫ليست الشعاب المرجانية ما يشع فحسب.‬ ‫كثير من المخلوقات المرجانية تشع.‬

Işıyan tek şey mercanlar da değil. Resifte yaşayan her çeşit yaratık yapıyor bunu.

ما تريد، هو في كثير من الأحيان الشيء الذي كنت لا تتوقعه.

İstediğin şey çoğu zaman beklediğin ilk şey değildir.

ولكن في كثير من الأحيان، تكون هدايا إنهاء المعاملات هي فهم الشخص،

Ancak bazen kapalı hediyelerin kişiyi anlatması

في الوقت الحالي ، كثير من الناس يقولون "آه ، إنها في الواقع فكرة جيدة"

Şu anda birçok kişi "ulan aslında iyi fikir ha"

نستطيع تعلم كثير من الأمور عند استخدامنا الجُمَل. وأكثر بكثير من مجرد الكلمات.

Cümleler bize çok şey öğretebilirler ve kelimelerden çok daha fazlasını.

إسحاق يهوديّ و لديه العديد كثير من الأصدقاء المسلمين. هل في الأمر إشكال؟

İzak Yahudi ve birçok Müslüman arkadaşı var. Bu kötü bir şey mi?

على الرغم من أنك تحصل على رواتب جيدة ونهب كثير من كل مدينة نأخذها.

çok iyi para almanıza ve aldığımız her şehre çok fazla yağma yapmanıza rağmen.