Examples of using "فيروسات" in a sentence and their turkish translations:
neden kolay virüs taşıdıklarını öğrendik
virüs taşıyan yabani hayvanlarla aramızda
devlet böyle koronavirüs gibi şeylerle uğraşırken
Peki, bu pazarların koronavirüs salgını ile ne alakası var…
koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı
deprem nedeniyle hasar görebilir, özellikle çalışma için güvenli olmayan bir ve uygun ortam olmakla itham
toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş
Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.