Translation of "علاقة" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "علاقة" in a sentence and their turkish translations:

هناك علاقة متبادلة.

Bir bağlantı var.

وتربطهم علاقة جسديّة."

ve bedensel bilgiye sahiptiler.''

ليس لنا علاقة.

Biz karışmış değiliz.

هل أنت في علاقة؟

Bir ilişkiniz var mı?

- هل لليلى علاقة غير شرعيّة؟
- هل ليلى في علاقة غير شرعيّة؟

Leyla bir birliktelik yaşıyor mu?

- وُلِدَ سامي من علاقة غير شرعيّة.
- أَنجِبَ سامي من علاقة غير شرعيّة.

Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.

وهي لها علاقة بالأمواج والجزيئات.

dalga ve parçacıklarla ilgili.

لا علاقة وثيقة لوسائل الإعلام

medya ile uzaktan yakından alakası bile yok

لذا، ما علاقة هذا بالتبسيطية؟

Peki bu konunun minimalizmle ne alakası var?

يوجد 3 فقط لم يظهروا علاقة

Bağlantının olmadığı sadece üç nokta var.

والتي لا علاقة لها أبداً بالعلم،

bilimle hiçbir alakası olmayan

في الواقع ، لا علاقة لها بالإسلام

aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

لا علاقة خبيثة مع أي شخص

kimseyle art niyetli bir ilişkisi görünmüyor

باختصار ، ليس لدينا أي علاقة بالتكنولوجيا

yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

كان فاضل على علاقة مع ليلى.

Fadıl, Leyla ile ilişki kuruyordu.

أظنّ أنّ لأمّي علاقة غير شرعيّة.

Sanırım annem bir ilişki yaşıyor olabilir.

- كانت لسامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- أقام سامي علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوِّجة.
- كان سامي في علاقة غير شرعيّة مع امرأة متزوّجة.

Sami evli bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.

على علاقة طبيعية قائمة على المحبة معها،

babası, ben ve kızım

لقد اتضح أن الأمر له علاقة بالمال.

Anlaşılan o ki, parayı takip etmekte fayda var.

لكن ما علاقة الأمر بعمل هؤلاء الأشخاص؟

fakat bunun, bu insanların yaptıkları eserlerle ne ilgisi var?

كان فيلم نقد كبير حول علاقة الفائدة

çıkar ilişkisini anlatan mükemmel bir eleştiri filmiydi yine

أسس نابليون وبرتييه علاقة عمل فعالة للغاية

kısa, yazılı emirlere dönüştürme yeteneğine sahipti . Napolyon ve Berthier

أن هناك علاقة كبيرة ىىن ربط الإهنمامات

işin uyuşması ile insanların işlerinde ne kadar başarılı ve mutlu olduğu

فبناء علاقة مع شخص ما تطلب منه المال

para istediğiniz biriyle ilişki kurmak

فقد صدرت دراسة السنة الماضية تؤكد وجود علاقة

Daha geçen yıl yapılan bir araştırma,

هذا الأمر لا علاقة له بالخزي أو الذنب.

Bu utanç ya da suçluluk ile ilgili değil.

إذن ، ما علاقة هذه الأسواق بانتشار فيروسات كورونا ...

Peki, bu pazarların koronavirüs salgını ile ne alakası var…

الخطوة الثانية ذات علاقة بالتعامل مع الأحاسيس الثمانية المزعجة

İkinci adım sekiz tatsız duyguyla baş etmekle ilgili.

أن العلاقة بين القلب والعواطف هي علاقة وثيقة جداً.

kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.

لذلك حين تدخل في علاقة، أو تقع في الحبّ،

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

ولو أنك تعتقد أن بناء علاقة مع الناس يتطلب جهدًا،

Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız

وذلك بعد انتهاء علاقة عاطفية أو وفاة شخص عزيز مثلاً.

mesela sevgilinizden ayrıldığınızda veya sevdiğinizi kaybettiğinizde.

لاعبي كرة القدم الذين لديهم علاقة بالمافيا في عالم كرة القدم

futbol dünyasında mafya ile ilişkisi olan futbolcuları

قال بعض الأشخاص أن للأمر علاقة بالعلاقات العامة، وقال آخرون إنها هدية.

kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.

كانت علاقة سولت مع نابليون ممتازة ، وكثيرًا ما لجأ الإمبراطور إليه لطلب

Soult'un Napolyon ile ilişkisi mükemmeldi ve İmparator sık ​​sık tavsiye almak

كانت لفاضل علاقة غير لائقة و مخالفة للقانون مع فتاة صغيرة السن إسمها ليلة.

Fadıl'ın Layla adında genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişkisi vardı.

دعونا نبحث عن جمل تحتوي على مفردات جديدة ذات علاقة بهذا الموضوع، ثم نضيف الجمل إلى هذه القائمة: _____؛ ونترجمها.

Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin.