Examples of using "ضيق" in a sentence and their turkish translations:
Bu kemer bana çok sıkı biçimde geliyor.
Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.
Buranın oldukça dar ve küçük olması iyi bir şey.
Artık korumasız kalan bu çok dar geçitten geçerek Roma birliğinin yanına sarkmayı planlamıştı.