Translation of "المشير" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "المشير" in a sentence and their turkish translations:

إليها بهراوة المشير.

sembolize edilen otorite .

للسلطة العسكرية - السلطة التي يرمز إليها بهراوة المشير.

temsil eder - bir mareşalin sopasıyla sembolize edilen otorite.

لهذا النصر ، منحه نابليون أخيرًا عصا المشير - الوحيدة التي

Bu zafer için Napolyon sonunda ona Mareşal'in copunu verdi -

القائد العام ، مع رتبة رفيعة من "المشير العام الفرنسي".

başkomutanlığa yükseltilen Fransız ordusunun' büyük yaşlı adamı 'oldu .

لكن افتقار دافوت إلى الحلفاء من بين المشير الآخرين بدأ بالظهور.

Ancak Davout'un diğer Mareşaller arasında müttefik eksikliği ortaya çıkmaya başladı.

"مات المشير هذا الصباح متأثراً بالجروح التي أصيب بها في ميدان الشرف.

“Mareşal bu sabah namus sahasında aldığı yaralardan öldü.

دافوت وليفيفر هما المشير الوحيدان اللذان كانا ينتظران تحيته في قصر التويلري.

onu Tuileries Sarayı'nda karşılamayı bekleyen tek Mareşal Davout ve Lefebvre idi.

على الجبهة الشرقية، الألمانية المشير فون هيندينبيرغ تشن هجوما في فصل الشتاء،

Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,

سلطة الدولة في ليبيا كلها بحلول عام الفين واربعة عشر عاد المشير

çatışma arenasına dönüştürdü. 2000 yılına kadar emekli

كان بيرتييه هو الاسم الأول في قائمة المشير الجدد ، مع أقدمية على جميع الآخرين.

Berthier, yeni Marşallar listesindeki ilk isimdi ve diğerlerinin üzerinde kıdeme sahipti.

لكن "المشير الحديدي" ، كما يُعرف الآن ، كان ينقذ رجاله لما كان يعرف أنه ينتظرهم.

Ama artık bilindiği şekliyle 'Demir Mareşal', adamlarını ileride olduğunu bildiği şeyler için kurtarıyordu.

على الرغم من هذا السجل المثير للإعجاب ، لم يكن سوشيت مدرجًا في قائمة المشير

Bu etkileyici sicile rağmen, Suchet

لكن ما هو الاختلاف الذي ربما أحدثه "المشير الحديدي" في Bautzen أو Dennewitz أو Leipzig أو Laon ،

Ancak, 'Demir Mareşal'in Bautzen, Dennewitz, Leipzig veya Laon'da yaratmış olabileceği ne fark, kışkırtıcı