Examples of using "المتجمد" in a sentence and their turkish translations:
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.
Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.
düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir
1462 başlarında, Eflak ordusu, donmuş Tuna önüne