Examples of using "إضاءة" in a sentence and their turkish translations:
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
yüksek verimli LED ışıklar,
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.
Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.