Examples of using "المتبقية" in a sentence and their turkish translations:
geçmek bilmeyen izleri ele alacak.
Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.
o hayatın değeri ne?
Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin
uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi
kalan Yunan direnişiyle savaşmaya devam etti
hayvancılık, atık işleme, kömür ve petrol endüstrileri, böylece WWF çalışmaları
e birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca