Translation of "المتبقية" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "المتبقية" in a sentence and their turkish translations:

التحديات المتبقية التي تعيق النساء.

geçmek bilmeyen izleri ele alacak.

‫وتسقط الأصداف المتبقية،‬ ‫وتهرب بعيدًا.‬

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

فما هي القيمة المتبقية لهذه الحياة؟

o hayatın değeri ne?

سوف نقضي على ميزانية الكربون المتبقية

Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin

يتم دفع الأجزاء المتبقية في الفضاء

uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi

إلى جانب جيوب المقاومة اليونانية المتبقية.

kalan Yunan direnişiyle savaşmaya devam etti

بالمئة المتبقية مصدرها بشري بالانشطة الزراعية خاصةً تربية

hayvancılık, atık işleme, kömür ve petrol endüstrileri, böylece WWF çalışmaları

عندما اكتشف أن لديه 6 أشهر من الحياة المتبقية

e birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince

بينما زادت كمية تركيز الكربون المتبقية في الغلاف الجوي

Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca