Examples of using "الكتب" in a sentence and their turkish translations:
- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.
Bu kitaplar yeni.
- Kitap okumayı seviyorum.
- Kitap okumayı severim.
Afrika hakkında kitaplar okuyun.
Birkaç kitabın var.
- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.
Bu kitaplar bizimdir.
Bunlar kimin kitapları?
- Kitapları burada bırakıyorum.
- Kitapları buraya bırakıyorum.
- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.
Kitap nerede?
- Kitap okumayı seviyorum.
- Kitap okumayı severim.
Ona bazı kitaplar verdim.
O, kitapları nereden satın alıyor?
Onun birkaç kitabı var.
- Onun birçok kitabı var.
- Bir sürü kitabı var.
Tom'un yüzlerce kitabı var.
Onun yüzlerce kitabı var.
Kim kitap okumayı sever?
Tom bana bazı kitaplar verdi.
Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.
Bu kitaplar bana ait.
Onun bir sürü İngilizce kitabı var.
Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.
Sahip olduğum her şey kitaplardır.
Kitapları masanın üstüne koyma.
Tom'un pek çok kitabı yok.
Bütün öğrencileri gerçekten kitap okumayı sever.
Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
Kitaplar onun odasının çoğunu meşgul ediyor.
- Benim odamda bir sürü kitap var.
- Odamda bir sürü kitap var.
Biz Çin hakkında pek çok kitap yazdık.
Mümkün olduğunca az kitap okurum.
kazılar yaptırır, kitaplar yayınlar. Kurumun üyeleri ise
çok ama çok kitap okumalısın" dedi.
Kitapçıdan birkaç kitap aldım.
O, benim kadar çok kitaba sahip.
Sami o kitapların her birini okuyor.
Ancak bunlar, çoğunlukla ders kitaplarından öğrenilen beceriler
Babam bana yatakta kitap okumamamı söyledi.
O, kitaplara çok para harcar.
Şu kitaplarla ne yaptın?
Günümüzde herkes kitap alabilir.
Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.
Ben bu yıl mümkün olduğu kadar çok İngilizce kitap okumak istiyorum.
Bundan dolayı tarihteki en etkili kitaplar hikâye serileri