Translation of "الجلد" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "الجلد" in a sentence and their turkish translations:

أفكر بابنتي داكنة الجلد،

Kumral tenli kızım

وزوجة ابني داكنة الجلد أيضًا.

ve kumral tenli gelinim.

‫أعتقد أن هذه اخترقت الجلد.‬

Sanırım deriden içeri girdi.

والآن انظروا إلى الجلد على الرقبة

Boynuna bir bakın,

‫لكن هذه المدرعات سميكة الجلد الثقيلة...‬

Fakat bu kalın derili, bir tonluk tanklar...

‫أعتقد أن هذه اخترقت الجلد.‬ ‫لنبعد الأفعى.‬

Sanırım deriden içeri girdi. Yılanı uzaklaştıralım.

وسترون مدى قوة الضوء في اختراق الجلد.

ışık deriye nufüz edecek kadar güçlü.

إن ما تشاهدوه هنا هو سطح الجلد،

Burada cildin yüzeyini görüyorsunuz.

على الرغم أنّ تبييض الجلد قد يسبب السرطان.

bunu yaptıklarını duymak beni şaşırtmıyor.

‫إنها أنياب شبيهة بالإبرة‬ ‫وقادرة على خرق الجلد،‬

Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler

‫يغطّي الجلد والفراء عينيه‬ ‫ما يجعله أعمى تمامًا.‬

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

‫تسمح لها أغشية الجلد بتأمينه...‬ ‫في أعالي الأشجار.‬

Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.

ثم جاء "الريش" المصنوع من الجلد المملوء ... الريش.

Sonra tüylerle dolu deriden yapılmış "Featheries" geldi.

إنها اللحظة عندما يختفي حاجز الجلد بين الأم وابنها.

Anne ve çocuk arasındaki ten duvarının kalktığı andır,

‫تزيل الأسماك المنظّفة‬ ‫الجلد الميت والطفيليات.‬ ‫معدةً الصغير لليلته المنتظرة.‬

...temizlikçi balıklar ölü deri ve parazitleri söküyor. Genci, büyük geceye hazırlıyorlar.

وسوف أقوم بنشر بعض البكتيريا في الهواء فوق هذا الجلد.

Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,

لنتأكد من عدم تسببها بمرض سرطان الجلد على المدى البعيد.

hem de uzun vadeli testler yapmamız gerek.

‫قد تكون حريشة الغابة الأسيوية سيئة،‬ ‫لكنها ليست شريرة تماماً.‬ ‫يُستخدم سمها في الطب الصيني‬ ‫لعلاج النويات وتقرحات الجلد.‬

Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.