Examples of using "الأغصان" in a sentence and their turkish translations:
Ağaçları sarmalaması
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.
Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Sonra bunu yumuşak çalıların arasına sokacağız ve ateşimiz yanacak.
Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.
Bir topluluk hâlinde ağaçlarda ve avcılardan uzakta yaşarlar.
Birkaç dal ve bir paraşüt ipiyle yapabilecekleriniz inanılmazdır.
Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.