Translation of "أصل" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "أصل" in a sentence and their turkish translations:

أصل هناك،

- bitiyor,

أصل هذه الكلمة يوناني.

Bu kelime Yunancadan geliyor.

‫يجب أن أصل للشاطئ بسرعة.‬

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım.

كيف أصل إلى شارع بارك؟

Park Caddesine nasıl giderim?

والتي، قبل أن أصل إلى المنضدة،

kendisi ben kürsüye çıkmadan önce

بعد كل قناة من أصل يهودي

sonuçta Yahudi kökenli bir kanal

ونقول لأنفسنا "عندما أصل إلى تلك القمة

Ve şöyle düşünürüz: "Zirveye ulaştığım zaman

إن الفكرة السائدة حول أصل الأرض والقمر

Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre

هل تعرف كيف أصل إلى منزل توم؟

Tom'un evine nasıl gidileceğini biliyor musun?

حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر،

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

هل يمكنك أن تخبرني كيف أصل إلى المحطة؟

İstasyona nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?

هل لك أن تخبرني كيف أصل إلى مركز لنكن؟

Lincoln Center'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?

.سألني توم إن كنت أعرف كيف أصل إلى منزله.

Tom bana onun evine nasıl gideceğimi bilip bilmediğimi sordu.

‫يجب أن أصل للشاطئ بسرعة.‬ ‫هذه المغامرة ما زالت في بدايتها.‬

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım. Macera daha yeni başlıyor.

كان بيبرس من أصل تركي، إما من الكيبتشاك أو من الكومان

Baybars Türk kökenliydi,Kıpçak yada Kuman kökeninden geliyordu.

لذا حلمي هو عندما أصل إلى هذا المستوى سأصوّر هذا الفيلم

işte benim hayalim o seviyeye geldiğimde bu filmi çekeceğim

ذات يوم عندما أصل إلى هذا المستوى سأشتري هذه السيارة سأشتري هذا المنزل

ben bir gün şu seviyeye geldiğimde şu arabayı alacağım şu evi alacağım

- أقدر أن أكن في هناك قبل الساعة الثانية ونصف.
- أستطيع أن أصل إلى هناك في الساعة الثانية ونصف.

Ben saat 2.30'a kadar orada olabilirim.