Translation of "آكل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "آكل" in a sentence and their turkish translations:

- آكل تفاحة.
- أنا آكل تفاحةً.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.
- Elma yiyorum.

ماذا آكل

ye neymişim

آكل الخبز.

Ekmek yerim.

آكل تفاحة.

Elma yiyorum.

بدأت آكل.

Ben yemeye başladım.

أنا آكل الخبز.

Ekmek yiyorum.

كيف آكل هذا؟

Bunu nasıl yemeliyim?

أنا آكل وأشرب.

Yiyip içiyorum.

سوف آكل التفاحة.

Elmayı yiyeceğim.

أنا لا آكل.

Yemiyorum.

لا آكل الفواكه.

Ben meyve yemem.

وهو يأكل، وأنا آكل.

O yemek yiyor, ben de yiyorum.

أنا آكل ما تأكله.

Ne yersen onu yerim.

- آكُل تفاحة.
- آكل تفاحة.

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.
- Elma yiyorum.

لا أستطيع أن آكل.

- Yemek yiyemiyorum.
- Yiyemem.

أريد أن آكل الجبن.

Peynir yemek istiyorum.

أنا آكل اللحم فقط.

Ben sadece et yerim.

نادرا ما آكل اللحم.

Ben nadiren et yerim.

هل يمكنني أن آكل هذا؟

Bunu yiyebilirmiyim?

أنا لا آكل اللحم أبدا.

Asla et yemem.

قرأت كتاباً و أنا آكل.

Yemek yerken bir kitap okurum.

لم آكل طعاما صينيا قط.

Ben hiç Çin yemeği yemedim.

أريد أن آكل حبة مانغو.

Mango yemek istiyorum.

- لم آكل منذ الإفطار، وأنا جائع جدا.
- لم آكل مذ أفطرت، وأنا جائع جدا.

Kahvaltıdan beri bir şey yemedim ve ben çok açım.

‫إذن اخترت لي أن آكل البراعم؟‬

Tomurcukları yememi mi seçtiniz?

هل لي أن آكل هذه الكعكة؟

- O pastayı yiyebilir miyim?
- Bu pastayı yiyebilir miyim?
- Bu keki yiyebilir miyim?

أريد أن آكل في مطعم الليلة.

Bu gece dışarıda yemek istiyorum.

لا لم آكل فكر مرة واحدة فقط

hayır yemedim sadece bir kere düşünün

- أحب أكل البطيخ.
- أحب أن آكل البطيخ.

Karpuz yemekten hoşlanırım.

رنّ جرس الهاتف و أنا آكل طعام الغداء.

Öğle yemeği yerken, telefon çaldı.

في الحقيقة لم آكل أي شيء منذ هذا الصباح.

Doğruyu söylemek gerekirse bu sabahtan beri bir şey yemedim.

‫يذكر التاريخ "فهد (رودرابرايغ) آكل البشر"،‬ ‫ضال من القرن الـ19‬

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

لو لم يسبق لي أن آكل، لكنت أحببت التغدي معك.

Zaten yemiş olmasaydım, öğlen yemeğini sizinle beraber yemeyi çok isterdim.

‫فيتحول آكل العشب هذا‬ ‫إلى واحد من أخطر الحيوانات على الإطلاق‬

bu otçul, herhangi bir düşmanı boynuzlayarak ve çiğneyerek öldürebilen

- رنّ الجرس عندما كنت أتغدّى.
- رنّ جرس الهاتف و أنا آكل طعام الغداء.

Ben öğle yemeği yerken telefon çaldı.